Page 116 - Kadın ve Çocuk Çalıştayı
P. 116
Örneğin bundan üç ay önce Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığından
bize 49 tane çocuğun tecavüze uğradığı twıtter’den görüntüler geldi. Biz
bunların tamamını anında bildirim usulüyle twetter’a bildirdik. Bunlar-
dan dört tanesini çıkarmadılar. Bayağı uzun uğraşlardan sonra ancak
çıkartabildik. Sebep de şuydu, “bize göre onlar çocuk değil.” Bizim ku-
rumumuz aynı zamanda Uluslararası İnternet Birliği olarak tabir edilen,
dünyada çok sayıda bileşenin olduğu, INHOPE’nin de bir üyesi. Bize ge-
len ihbarlar aynı anda INHOPE’ye de bildiriliyor.
Bundan bir buçuk ay öncesinde de yayınlar arasında, çocukların cinsel
istismarına ilişkin yani görüntüleri olanı tespit ettik ve orada savcılık ma-
kamıyla paylaştık. Bu şekilde mücadeleye devam ediyoruz. Hatırlarsanız
24 Aralık 2015 tarihinde de Kayserili üvey annenin çocuğuna yaptığı bir iş-
kence görüntüsü vardı. İşte oklavayla, birtakım şeyler yapıyor. Buna ilişkin
olarak da sabah beşlere kadar ilgili görüntüleri çıkartmak için uğraştık.
Tabii bu manada medyaya da çok büyük rol düşüyor. Yani içerik sağlayı-
cılarının kendi yayınlarını internet ortamında yürütme, işte üvey annenin
yaptıkları da var şeklinde adete konuyla ilgili daha fazla çarpan etkisiyle,
yani beş kişi görecekse ve bir kişi görecekse, milyonlarca insanını gör-
mesine yol açacak bir yayın politikası yürüttüklerini görüyoruz. Tabii bu
manada da medyanın kendi öz denetim mekanizmalarını doğru bir şe-
kilde ortaya koymaları. Bu konuda etik kurallara hassasiyetle, uygun bir
şekilde uymalarını bekliyoruz.
Şimdi, buraya kadar konuştuklarım benim bürokrat olarak paylaştık-
larımdı. Aynı zamanda ben bir sivil toplum kuruluşunun da temsilcisi
olarak görev yaptım, uzun süre. Şu anda birisinin de başkan yardımcı-
sıyım. Şimdi, isterseniz o şapkamla da paylaşmak istediklerim var. Ta-
bii üst başlıklardan birisi de çocuktu, ben çocuğa ilişkin kendi alanımla
ilgili şeyleri anlattım, ama kadına yönelik şiddetin kimi zaman hukuk
uygulamalarının farklı yorumlanması sebebiyle, toplumsal, çok büyük
bir zulüm katmanına dönüştüğünü de görebiliyoruz. İçinde bulunduğum
Meclis 1999 yılında “atın bu kadını dışarı” şeklinde, bir kadın şiddetinin
de olduğu Meclis maalesef. Bu 31 Ekim 2013 yılına kadar da bu devam
etti. Daha öncesinde yani yüz binlerce kadın inançlarından dolayı başör-
tüsü taktıklarından dolayı maalesef ötekileştirildiler, tarihin en büyük
zulümlerinden birisine maruz kaldılar. MOBBİNG yediler, eğitim hakları
ellerinden alındı, ama çok şükür Sayın Başkanımızın da ifade buyurduğu
üzere, zihniyet değişimi olumlu manada, pozitif manada gerçekleşti, bir
konsensüs sağlandı bu toplumda. Hiç de öyle bir sorun olmadı.
ÇALIŞTAY RAPORU 2018 115