Page 63 - KDK
P. 63

Ombudsman Halkla Buluşuyor



               rabzon adının eski Grekçe masa ya da trapez/yamuk biçimi karşılığı olarak “trapezos” kelimesin-
            Tden geldiği görüşü ağırlık kazanmaktadır.İyon kökenli Miletoslular Batı Anadolu’dan sonra M.Ö.
            7. Yüzyılda Karadeniz’e de gelerek kıyılarda koloni kentleri kurmuşlardır. Trabzon da, merkezi Sinop
            olan bu kolonilerin arasında sayılmaktadır ve birçok araştırmacı, kentin ilk kuruluşu olarak bu döne-
            mi göstermektedir. Ünlü Roma İmparatoru Hadrian Döneminde (117-138) tüm imparatorlukta oldu-
            ğu gibi Trabzon’da da önemli imar etkinliklerinde bulunulmuş, birçok dini ve askeri binalar ile yollar,
            su kemerleri ve yakın zamana kadar kalıntıları görülebilen yapay bir liman inşa edilmiştir. Fatih
            Sultan Mehmet’in öncülüğündeki Osmanlı Kuvvetleri Bölgeyi kuşatarak, 1461 yılında Trabzon’u ele
            geçirmiş ve Komnenosların egemenliğine son vermiştir. Trabzon, Osmanlı Döneminde önce eyalet
            ve sancak olarak şehzade ve mutasarrıflar tarafından idare edilmiştir. İlk sancak beyi Hızır Bey’dir.
            Birinci Dünya Savaşı sırasında ağır darbe alan şehirlerimizden biri Trabzon’dur. Ruslar savaşın baş-
            lamasıyla Karadeniz’den ilerleyerek Boğazlardaki hedefine ulaşmaya çalışırken önce Trabzon’a sal-
            dırır. 17 Kasım 1914’te yirmi üç parçalık bir Rus donanması Trabzon’u bombardıman ederek büyük
            tahribata ve can kaybına sebep olur. Önce Yavuz savaş gemimiz sonrasında Hamidiye zırhlımız
            destek getirse de şehir büyük zarar görür. Rusların karadan ilerleyişleri başladığında halk direnişe
            geçer. Hamidiye zırhlısı ile cepheye gönderilmek üzere Trabzon Limanına gelen cephane büyük bir
            heyecan içinde boşaltılıp Maçka’ya taşınmışsa da yoğun saldırılar karşısında muvaffak olunamaz.
            Çaykara Sultan Murat Yaylasında, Of’ta Baltacı ve Arsin Yanbolu Derelerinde Ruslara karşı başarılı
            savaşlar verilir ancak o yıllardaki koşullar altında düşmanın Trabzon’a girmesine engel olunamaz
            ve Ruslar 14 Nisan 1916 yılında Trabzon’a girer. Rusların Trabzon’da kaldığı bir yıl, on ay, on günlük
            süre içinde özellikle Rumlar ve Ermeniler, yerli halka büyük işkenceler yaparlar; sayısız insan öldü-
            rürler. Halkın büyük kısmı batıya doğru göç etmek zorunda kalır. Göç edemeyenler işkence edilerek
            öldürülür evleri, malları yağmalanır. Şehrin tarihine Muhacirlik Dönemi olarak geçen bu acı, kıtlık ve
            esaret dönem sadece tarih yazıcılar vasıtası ile değil yöresel söyleyişler ve sözlü kültür öğeleri ile
            de günümüze kadar aktarılır. Trabzon Bolşevik ihtilali ardından çekilmeye başlayan Ruslar’ın elinden
            24 Şubat 1918 yılında geri alınmıştır.
            Her mevsim yağış alan ilkim yapısı farklı türlerden binlerce bitki çeşidi ile zengin orman örtüsüne
            sahip olmasını sağlar. Şehirdeki fındık, çay, yaş sebze ve meyve üretimi ihracat verilerimizde önemli
            rol oynar. Şehirde denizcilik ve tersanecilik alanında hatırı sayılır yatırımlar yapılmıştır. Halkın %75’i
            tarım, hayvancılık ve balıkçılık ile geçimini sağlamaktadır. Zengin kültürü ile önemli bir liman şehri
            olan Trabzon, sıra dışı mutfağı ile de göz doldurur. Hamsi ile yapılan değişik yemekler dışında yö-
            resel mutfağı, Akçaabat köftesi, ekşi mayalı özel ekmeği, deniz kenarında balık restoranları, yayla
            ve köylerinde bilhassa kuymak denilen yemeği ile ünlü kahvaltı sofraları ile öne çıkar. Son yıllarda
            tarihi ve kültürel dokusu, manastır, kilise, cami ve köşkleri ile dünyanın değişik yerlerinden turistle-
            rin ilgisini çeken şehirde, yaylalar şehir insanının özellikle nemin yoğun olması nedeni ile sıcakların
            bunaltıcı olduğu yaz aylarında tercih ettiği önemli bir yaşam alternatifidir. Yöre insanı yaylacılığı bir
            gelenek olarak yaşarken, bu geleneği düzenlenen yayla şenlikleri ile yaşatmaya çalışır.  Trabzon’da
            mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında Sümela Manastırı yer alır. Hristiyanlar için büyük önem
            taşıyan yapı, Bizans İmparatoru Thedosios zamanında M.S. 365-395 yıllarında yapılmıştır. Şehrin
            içinde Maşatlık mevkiindeki mağaraya oyulmuş kilise, Kızlar Manastırı, ve Ayasofya Camii tarihin
            izlerini taşıyan yapılardan bir kaçıdır. El sanatlarında ileri olan ilde altın ve gümüş işlemeciliği ön
            plandadır. Telkari ve bakır objeler, özel yapım bıçaklar, altın ve gümüş tellerin sarılmasıyla yapılan
            kazaziye işi takılar göz doldurur. El tezgâhlarında bölgeye özgü kumaşlar, peştamal, peşkir, şallar,
            kuşaklar ve çarşaflar üretilmektedir. Şehrin tanınmış şahsiyetleri oldukça fazladır. Bunlardan bazıla-
            rı Nihad Sami Banarlı, Faruk Nafiz Çamlıbel, Halil Nihat Boztepe, Gündoğdu Sanımer, Hasan İzzettin
            Dinamo, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Sabahattin Eyüboğlu, Figani, İsmail Safa Bey, Peyami Safa’dır.


                                                                 Kamu Denetçiliği Kurumu
                                                                 Kamu Denetçiliği Kurumu  61 61
   58   59   60   61   62   63   64   65   66   67   68