Page 97 - KDK
P. 97

Ombudsman Halkla Buluşuyor



               arihi M.Ö. 3000 yıllarına kadar dayanan ve eski çağlarda Dorylaion olarak anlılan Yunus
            TEmre’nin yurdu, Nasrettin Hoca’nın mirası olarak bilinen Eskişehir, Hititler, Frigler, Persler,
            Bizans hakimiyetinden sonra Selçuklular döneminde Türklerin egemenliğine girmiştir.
            Selçuklu Hükümdarı Alparslan’ın 1071‘de Malazgirt Savaşı’nı kazanmasından sonra ilerleyen Türk
            orduları 1074 ‘de Eskişehir’i aldılar. Bundan sonra Eskişehir, doğudan devamlı gelen boylar için
            bir yerleşme noktası olmuştur. Osmanlı Devleti’nin Kurucusu Osman Bey, 1284 yılında Anadolu
            Selçuklu Sultanı Mesut tarafından gönderilen fermanla aşiret reisliğinden çıkarak uç beyi ol-
            muştur. Osman Bey, uç beyi olduktan sonra, gün geçtikçe kuvvetlenmiş ve 1289 yılında hâkimi-
            yet sahasına Eskişehir ve İnönü’yü de katmıştır. Şehir Selçuklular döneminde Sultanönü adıyla
            anılmıştır.
            Eskişehir, tarihin her döneminde, önemli bir ticari, ekonomik ve stratejik noktada olmuştur.
            Geniş ve verimli ovaları, Anadolu’yu batı doğu ve kuzey güney doğrultularında kesen doğal
            yolların Eskişehir’de buluşması, bu yolların askeri ve ticari önemi, bölgenin hep göç almasının ve
            savaşların sahnesi olmasının temel nedenleri arasındadır.

            13 Kasım 1918 tarihinde herhangi bir karşı direnişle karşılaşmadan İstanbul’a çıkan İngiliz kuv-
            vetleri, İstanbul Bağdat demiryolu hattı boyunca kendilerince önemli gördükleri yerleri işgal
            etmeye başladılar, bu işgalden 1919 yılının ocak ayı sonlarında Eskişehir’de nasibini almış ve
            şehir İngilizler tarafından işgal edilmiştir.

            26 Ağustos 1922’de Türk Ordusunun başlayan taarruzu sonucu, 2 Eylül 1922’de Eskişehir düş-
            man işgalinden kurtulmuştur. Ancak işgalciler geri çekilirken her yeri yakıp, yıkmış kenti harabe
            haline getirmişlerdi. Eskişehir, Ulusal Kurtuluş Savaşının kilit noktalarından birini oluşturduğun-
            dan, savaşta maddi manevi olarak çok yıpranmıştır. Kurtuluştan sonra geriye yanmış, yıkılmış
            bir kent kalmış, ancak yöneticilerin ve halkın kenti yeniden canlandırma azmi yok olmamıştır.
            Cumhuriyetin ilanından sonra, sancak ve mutasarrıflıkların il yapılmaları üzerine, Eskişehir’de
            1923 yılında il olmuştur.

            Kurtuluş Savaşı dönemi bu bakımdan şehrin tarihinde büyük önem taşır. Ulusal Kurtuluş Savaşı
            muhaberelerinin üçü bu bölgede yaşanmıştır.

            Eskişehir Türkiye’nin 25. Büyük şehridir. Sürekli gelişen yapısı ile ortasından geçen Porsuk Çayı
            üzerindeki gondol turlarıyla, doğal güzellikleri ve eşsiz kültür mimarisi ile yaşanabilir şehirler
            içerisindeki yeri üst sıralardadır.

            Şehrin yeraltı su kaynakları ve ılıcaları da meşhurdur. Kızılinler, Sakarı ılıcaları gibi çeşitli has-
            talıklara iyi gelen kaplıcaları sağlık turizmi meraklılarının ilgisini çekmektedir. Sakarya Nehri
            Çifteler İlçesi’nin sınırları içinde yer alan “Sakaryabaşı” denilen yerden çıkmaktadır. Porsuk çayı
            ile birleşip kuzeye doğru akan nehir üzerinde elektrik üretimi, sulama ve içme suyu ihtiyaçlarını
            karşılamak üzere Porsuk, Sarıyar, Musaözü, Gökçekaya, Dodurga barajları bulunmaktadır.








                                                                 Kamu Denetçiliği Kurumu
                                                                 Kamu Denetçiliği Kurumu  95
                                                                                  95
   92   93   94   95   96   97   98   99   100   101   102