Page 109 - Türkiye'deki Suriyeliler - Özel Rapor
P. 109
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
İhtilaf çerçevesinde rejimin, mezhepçilik ve etnik ayrımcılığa dayalı politikaları bölgesel
istikrarsızlığı tetiklemekte, tehditlerin yeni bir boyut kazanmasına sebep olmaktadır. Bu
politikalar nedeniyle bölgede DEAŞ ve diğer aşırılık yanlısı gruplar zemin kazanmıştır.
Gelinen aşamada, DEAŞ’ın bölgesel ve uluslararası barışı tehdit eder bir noktaya
ulaşması, bu sorunla küresel mücadeleyi gerektirmiş ve ABD’nin öncülüğünde DEAŞ’la
Mücadele Uluslararası Koalisyonu kurulmuştur.
DEAŞ meselesi Türkiye için öncelikli bir ulusal güvenlik tehdididir. Başından bu yana
Uluslararası Koalisyon’un aktif bir üyesi olan Türkiye, koalisyonun harekâtına milli
imkan ve yetenekleriyle katkı sağlamaktadır. 24 Temmuz 2015 tarihinden itibaren de
Türk Silahlı Kuvvetleri, Birleşmiş Milletler (BM) Şartı’nın 51’inci maddesi uyarınca
meşru müdafaa hakkı temelinde ve ilgili BM Güvenlik Konseyi kararları gereğince Suriye
içindeki belirli DEAŞ unsurlarını hedef almakta, Suriye topraklarından Ülkemize gelen
saldırılara angajman kuralları çerçevesinde mukabele etmektedir.
Türkiye, bu çerçevede 24 Ağustos 2016 tarihinde DEAŞ’la Mücadele Küresel
Koalisyonu hava unsurlarının da desteğiyle, Suriye’de Fırat Kalkanı Harekâtını
(FKH) başlatmıştır… 29 Mart 2017 tarihinde sonuçlandığı Milli Güvenlik Kurulu
tarafından açıklanan Fırat Kalkanı Harekâtı, BM Şartı’nın 51. maddesinden
kaynaklanan meşru müdafaa hakkı temelinde yürütülmüştür. Esasen, BM Güvenlik
Konseyi’nin ilgili kararları (1373, 2170, 2178) terörle ve özellikle DEAŞ’la mücadelede
ülkelere sorumluluk yüklemektedir.
Ülkemiz bir yandan rejimin zulmünden, DEAŞ ve diğer terör örgütlerinin eylemlerinden
kaçan Suriyelilerin yaralarının sarılması için gerekli yardımı sağlamakta, diğer
yandan da Suriye’deki ihtilafın en kısa zamanda barışçı bir şekilde sona erdirilmesi
ve bölgede aşırıcı ve terörist örgütlerin yayılmasının önlenmesi amacıyla uluslararası
toplumla işbirliği ve eşgüdüm halinde girişimlerini devam ettirmektedir...
İhtilafa barışçı bir çözüm bulunabilmesi amacıyla bugüne kadar yürütülen tüm
uluslararası girişimlerde aktif olarak yer alan Türkiye, Suriye’de yaşanan şiddetin daha
da tırmanmasını ve komşu ülkelere yayılmasını engellemek amacıyla, çözüm sürecini
olabildiğince hızlandırmak yönünde gerekli her türlü çabayı sarf etmektedir...
Temennimiz, ateşkes rejimi, Astana ve Soçi toplantılarının sahadaki koşullarda sağladığı
iyileşme sayesinde yeniden ivme kazanmış olan siyasi sürecin işletilerek gerçek bir geçiş
sürecinin başlatılması, bu sürecin de Suriye halkının meşru talep ve beklentileri
doğrultusunda; etnik köken, din ve mezhep ayrımı yapılmaksızın tüm Suriyelilerin
temel hak ve özgürlüklerinin eşitlik temelinde anayasal güvence altına alındığı, hür
ve demokratik bir sistemin barışçı bir şekilde tesisiyle sonuçlandırılmasıdır. Türkiye,
TÜRKİYE’DEKİ SURİYELİLER ÖZEL RAPORU 109