Page 32 - KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
P. 32
Açılış konuşması yapan Kamu Başdenetçisi Şeref
Malkoç, kadın hakları konusunda gelinen noktayı tespit
etmek ve bundan sonra yapılabilecekler konusunda
kurumun üzerine düşenleri belirlemek için bu çalıştayı
düzenlediklerini ve yapılacak çok güzel çalışmalar
olduğuna inandığını dile getirdi. Sözlerine devam eden
Malkoç, BM’nin ‘Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın
Önlenmesi Sözleşmesi’ni imzalayan ve Avrupa
Konseyi’nin ‘Kadına Yönelik Şiddet’ ve ‘Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve bununla mücadele ile ilgili
İstanbul Sözleşmesi’ni ilk imzalayan ülke olduğumuzu, ama uygulamaya gelindiğinde durumun
daha iyi olması gerektiğini belirterek, 2011 yılında İstanbul Sözleşmesini imzaladığımızı ve 2012
yılında Türkiye’de 210 kadın cinayetinin olduğunu, bu cinayetlerin 2013 yılında 237’ye 2016
yılında ise 397’ye çıktığını vurgulayarak, biz bu alanda mevzuatları düzenlemeye çalışıyoruz,
burada bir yerlerde bir yanlışlık var. Bu konunun üniversiteler ve akademisyen arkadaşlar tarafından
incelenmesi gerekir.” dedi.
Kamu Denetçisi Celile Özlem Tunçak ise,
KDK’ya başvuru yapıldığında dava açma
süresinin durduğunu, başvuruları en kısa sürede
sonuçlandırdıklarını vurgulayarak 6328 sayılı
KDK Kanununda Kamu Denetçilerinden birinin
“kadın ve çocuk hakları alanında
görevlendirileceği” düzenlemesine özellikle
yer verildiğini söyledi.
Kadın hakları ile ilgili olarak menfaat ihlali şartı aranmaksızın sivil toplum kuruluşları ile diğer
kişilerin şikâyet başvuruları KDK tarafından kabul edildiğini belirten Tunçak, “Kurumumuzun
re’sen inceleme yetkisi olmamakla birlikte bu düzenleme ile kamuyu ilgilendiren veya kadın hakları
ile ilgili konularda Kurumu re’sen harekete geçirme yetkisi siz sivil toplum kuruluşlarında olduğunu
düşünüyorum. İstanbul sözleşmesinin dayandığı 4 ilkeden Kadına Karşı Şiddetle Mücadele alanında
bütüncül, eş güdümlü ve etkili işbirliğini içeren politikaların hayata geçirilmesi konusunda Kamu
Denetçiliği Kurumu Ombudsmanlık olarak misyonumuzu yerine getirmek inancı ve gayreti
içindeyiz. Bizler görev alanımızdaki konularımızın hassasiyetinin bilincindeyiz. Çalışmalarımızı da
bu bilinç ile sürdürmeye çalışıyoruz.” şeklinde konuştu.
İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili Fatma Benli de, Türkiye’de insan hakları
konusunda çalışan KDK gibi kurumların çok önemli olduğunu, bağımsız ve özerk oldukları için
kamu idaresinin dışında olduklarını belirterek, yasalarla güvence altına alındıkları için sivil toplum
kuruluşlarından daha güçlü olduklarını vurguladı. KDK’nın STK’lar ve kamu idareleri arasında
köprü vazifesi kurabilecek durumda olduğunu belirten Benli, KDK’ya yapılan başvurularda alınan
kararların birebir hayata dokunan kararlar olarak karşımıza çıkabileceğini aktardı.
İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili Şenal Sarıhan ise, KDK’nın bireyle devlet
arasında köprü olduğunu ve bireyin avukatı olduğunun altını çizdi. Sarıhan, KDK’nın kadınlar,
çocuklar ve bütün insanlar için daha verimli olmasının sağlanması gerektiğini söyledi.
TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı Radiye Sezer Katırcıoğlu, KDK’nın kamu
idaresi ile vatandaş arasında ortaya çıkan sorunların çözümlenmesi amacıyla kurulduğunu belirtti.
21