Page 33 - bulten-ocak-subat-2023-v10
P. 33

BÜLTEN

            TBMM Başkanı Şentop, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünyada insan haklarının bu kadar çok konuşulduğu, insan
            haklarıyla ilgili ulusal ve uluslararası düzenlemelerin bu kadar çok yapıldığı, mekanizmaların kurulduğu bir dö-
            nemde, insan hakları ihlallerinin değişmez ve güncel bir gündem maddesi olmasını esaslı bir şekilde sorgulama-
            mız gerekir. Sorun nerede? Sadece uygulamayla ilgili bir sorun mu var yoksa bir anlayış, paradigma sorunu mu
            var? Eğer yaşanan insan hakları sorunları münferit olsa, sayıca çok olsa da anlamlı bir bütünlük oluşturmayacak
            şekilde farklı sebeplere dayalı olarak çıksa belki bir uygulama sorunundan söz edebiliriz. Ama ihlaller ve onların
            sebepleri anlamlı bir bütünlük ve tanımlayabileceğimiz bir çerçeve gösteriyorsa o zaman bir zihniyet, bir paradig-
            ma sorunundan söz etmek gerekir. Sorun esasen insan hakları paradigmasında, zihniyetindedir.”

            İnsan haklarına dair kültürel kodlardaki zihniyet farkının, çifte standartlı uygulamalara yol açtığını ifade eden
            Şentop, şunları kaydetti.”Dolayısıyla bugün Afrikalıların, Asyalıların, doğuluların, Müslümanların, yabancıla-
            rın, göçmenlerin yaşadıkları sorunun temelinde, kelimeler soyut genel anlamlarına kavuşmuş olsa da hala o
            zihnin arkasındaki paradigmanın yani yazılımın varlığı yatmaktadır. Avrupa dışına çıktığınızda farklı bir insan
            hakları konsepti, beyaz olmayan insanlara karşı farklı bir insan hakları konsepti, Müslümanlara karşı farklı bir
            insan hakları konsepti, kadınlara karşı farklı bir insan hakları konsepti, batılı zihin dünyasının tarihi zihinsel
            kodlarında, DNA’sında yer alan tanımlara dayanmaktadır.” Bu insan hakları yaklaşımının Batı sınırları dışında
            hukuki bir konu olmaktan çıkarak bir politik araca dönüştüğünü dile getiren Şentop, şöyle devam etti:

































             Türkiye Ombudsmanı Şeref Malkoç
            “Küreselleşme, bizi bütün insanlar olarak birbirimize öyle bir bağladı ki bundan sonra dünyanın her yerinde ve
            herkes için barış, çifte standartsız insan hakları, asgari düzeyde insani hayat standardı olmadığı sürece hiç kimse
            huzur içinde olamaz, huzur içinde kalamaz. İnsanı esas alan, bir tarağın dişleri gibi insanların tam ve gerçek ma-
            nada eşitliğine dayanan, politik bir araç olarak değil sadece hukuki bir konu olarak görülen bir küresel insan hak-
            ları doktrini, artık sadece bir teorik, ahlaki tercih meselesi değil, zorlayıcı bir dünya gerçekliği haline gelmiştir.”

            Türkiye Ombudsmanı Malkoç: Türkiye, dünyada yoksullara, mazlumlara, garibanlara, göçmenlere en fazla
            yardım eden ülke oldu.

            Türkiye Ombudsmanı Şeref Malkoç da “İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır” inancı ve “ İnsanı yaşat
            ki Devlet yaşasın” ilkesi ile çalışmalarını 10 yıldır sürdürdüğünü belirterek, KDK’nın Anayasanın 74. maddesi
            ve 6328 sayılı kanundan aldığı yetki ile “İdarenin eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını” denetlediğini ve
            raporlarını TBMM’ye sunduğunu bildirdi.



                     /TRombudsman                                                              MART 2023  31
   28   29   30   31   32   33   34   35   36   37   38