Page 150 - egitim-ve-ogretim-hakki-2
P. 150
B. Şikâyet Konusuna İlişkin Uygulamalar
8) Anayasa Mahkemesi Başkanlığının 18/04/2013 tarih ve 28622
sayılı resmi gazetede yayınlanan 20/09/2012 gün ile E. 2012/65 ve K.
2012/128 sayılı kararında;
“Kazanılmış haklara saygı ilkesi, hukukun genel ilkelerinden birisini
oluşturmaktadır. Kazanılmış hak, özel hukuk ve kamu hukuku alanlarında
genel olarak, bir hak sağlamaya elverişli nesnel yasa kurallarının bireylere
uygulanması ile onlar için doğan öznel hakkın korunmasıdır. Kazanılmış
bir haktan söz edilebilmesi için bu hakkın, yeni yasadan önce yürürlükte
olan kurallara göre bütün sonuçlarıyla fiilen elde edilmiş olması gerekir. Ka-
zanılmış hak, kişinin bulunduğu statüden doğan, kendisi yönünden kesin-
leşmiş ve kişisel niteliğe dönüşmüş haktır.
Bir statüye bağlı olarak ileriye dönük beklenen haklar, kazanılmış hak
niteliği taşımadığından, 6287 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce
ortaöğretimde okuyan kişilerin, yükseköğretime giriş sınavında dikkate
alınması gereken ortaöğretim başarı puanının hesaplama yöntemi yönün-
den kazanılmış haklarından söz edilebilmesi olanaklı değildir.
Diğer taraftan, hukuk devleti ilkesinin önkoşullarından biri olan hukuk
güvenliği ile kişilerin hukuki güvenliğinin sağlanması amaçlanmaktadır.
Hukuk güvenliği ilkesi, hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, birey-
lerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de
yasal düzenlemelerinde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden ka-
çınmasını gerekli kılar.
Kanunların uzun süreli uygulanmasına güvenerek hayatını yönlendiren,
hukuki iş ve işlemlere girişen bireyin, bu kanunların uygulanacağı yolunda
oluşan beklentisinin mümkün olduğunca korunması gerekmektedir. Ancak,
hukuki güvenlik ilkesi, her türlü beklentinin korunmasını zorunlu kılmaz.
Bir beklentinin hukuken koruma görebilmesi için, meşru (haklı) beklenti
seviyesine ulaşması gerekmektedir. Beklentinin meşru olup olmadığı tes-
pit edilirken başvurulacak ölçüt, ‘hakkaniyet’tir. Hakkaniyet, Medeni Ka-
nun’da düzenlenmiş olup, hâkime takdir hakkı tanınan durumlarda, hâ-
kimin bu takdir hakkını somut olayın özelliklerine uygun olarak ve adalet
ilkelerini gözeterek kullanması anlamına gelmektedir. Her ne kadar hak-
kaniyet kavramı daha çok medeni hukuk alanında işlense de aynı zamanda
hukukun genel bir ilkesi olduğundan, anayasa yargısında da dikkate alın-
malıdır. Kanun koyucu da tıpkı mahkemeler gibi takdir yetkisi kullanırken
KAMU DENETÇILIĞI KURUMU 145