Page 37 - Kadın ve Çocuk Çalıştayı
P. 37
Aile Bakanlığımız muhakkak ki çok önemli çalışmalar yapıyor. İçişleri
Bakanlığımız, Adalet Bakanlığımız, yine Mecliste çok önemli çalışmalar
yapılıyor. Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanımız ifade etti. Çok
sayıda hem kadına yönelik şiddet, hem çocuğa yönelik şiddet ve çocuk is-
tismarı. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet, pek çok alanda şiddete yöne-
lik araştırmalar yapan, araştırma komisyonlarımız var; bunların raporları
var. Mevzuatta değişiklikler var. Anayasa 2010 yılında 10. Maddesiyle kadı-
na pozitif ayrımcılığı getirdi. Çocuğa yönelik mevzuatta muazzam işler var.
Ama yine de aksayan konularımız olduğunu görüyoruz.
Şimdi, burada sadece belli kurumlara bunu suçlayarak ya da belli ku-
rumlar eliyle bu işi bitireceğimizi düşünmememiz gerekiyor. Bilinç, top-
lumsal bilinç çok çok önemli. Burada medyanın birliği, az önce ifade
ettiler, gerçekten çok çok önemli ve biz şiddeti normalleştirmemeliyiz.
Şiddeti her açıdan en şiddet şekliyle reddetmek durumundayız. Bunu
yaparken de bir defa dayanağımız olan tarihi, derin bağlarımızın oldu-
ğunu, medeniyetimizin olduğunu unutmamak lazım. İnançlarımızın şid-
detin her türlüsünü reddettiğini, İslam’ın bir barış dini olduğunu her
açıdan unutmamak gerekiyor.
Diğer kurum kuruluşların da bu noktada büyük görevlerinin olduğunu
bilmemiz gerekiyor. Ailenin korunmasının çok çok önemli olduğu, aile-
nin korunması için de yapmamız gerekenlerin neler olduğunu tabii bu
çalıştayda çok değerli akademisyenler, sivil toplum kuruluşları temsil-
cileri ifade edecekler. Bizleri de bilgilendirmiş olacaklar.
Dolayısıyla, hepimiz için medeniyetimiz, inancımız, kültürümüz, bu
şiddete karşı duruşumuzun en önemli göstergesidir. Şiddetin çözümü
konusunda da bir defa eğer azmedersek ki, azmediyoruz. Bunu çöze-
bileceğimize inanıyoruz. Zaman zaman yaşanan birtakım hadiselerin
toplumun tümden gündemini oluşturduğunu görüyoruz ve bunu dile ge-
tirirken, konuşurken de, konuşacağımız dilin de yazı dilinin de, medya
dilinin de çok çok önemli olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Bu konuda
hepimizin, bütün toplum kesimlerinin duyarlılığı, hassasiyeti gerekiyor.
Bu sadece Türkiye’ye mahsus bir olay da değil. Bakın dünyanın pek çok
yerinde nice mağduriyetler yaşanıyor. Bu mağduriyetlere karşı aslında
zulme karşı çıkan mağduriyetlere adeta göğüs geren, mağdurları ku-
caklayan neredeyse şu anda yegane ülke konumunda Türkiye Cumhu-
riyeti. Bunu da çok iyi bilmemiz lazım. Dolayısıyla, şiddete karşı olan,
eğilimin, tutumun hepimiz tarafından net bir şekilde ortaya konması
gerektiğini ifade etmek istiyorum.
36 T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU