Page 7 - Kadın ve Çocuk Çalıştayı
P. 7

en önemli konuların başında Kadın ve Çocuğa yönelik şiddet gelmektedir.
              Bu saiklerle Kurum olarak 2017 yılında “Kadın Hakları ve Ombudsmanlık”
              Çalıştayı,  “Çocuğa  Karşı  Şiddet  ve  Eğitim  Ortamlarında  Şiddet”  Eğitimi,
              2018 yılında ise “Çocuk Tesliminde Hak İhlallerinin Önlenmesi” konulu ça-
              lıştay düzenleyerek; ilgili idarelerin ve kamuoyunun bilgisine sunulmuştur.
              Şiddetin en yaygın biçimlerinden biri olan kadına ve çocuğa yönelik şiddet,
              kadınların haklarının ve temel özgürlüklerinin ihlalini oluşturmaktadır.
              Kadına yönelik şiddet, ulusal ve uluslararası tüm gelişmelere rağmen,
              coğrafi sınır, ekonomik gelişmişlik ve öğretim düzeyine bakılmaksızın
              tüm dünyada ve kültürlerde yaygın olarak görülen evrensel bir sorundur.
              Kadına yönelik şiddet, kadınların insan haklarından yararlanmalarını cid-
              di biçimde engellemekte; yaşam, güvenlik, özgürlük, saygınlık, fiziksel ve
              duygusal sağlık hakkı gibi temel haklarını ihlal etmekte veya pratikte ge-
              çersiz kılmaktadır. Çok boyutlu bir sorun alanı olan kadına yönelik şiddet,
              yalnızca kadınları olumsuz etkilemekle kalmamakta, bir bütün olarak top-
              lumu da olumsuz etkilemektedir.  Kadına yönelik şiddetle mücadele; çok
              yönlü, bütüncül bir yaklaşımı ve toplumun tüm kesimlerinin ortak ve ka-
              rarlı mücadelesini gerektirmektedir. Dolayısıyla, disiplinler arası bir yak-
              laşımla çalışmaların yürütülmesi ve ilgili tüm tarafların önleme, koruma,
              cezalandırma ve politika boyutuyla sürecin içinde yer alması büyük önem
              arz etmektedir.
               Bir insan hakkı ihlali olarak “kadına yönelik şiddet” olgusu, uzun yıllar bo-
              yunca özel yaşam ve aile mahremiyeti içerisinde algılanmış, bu nedenle de
              gerek uluslararası gerekse ulusal düzeyde insan hakları gündemine geç
              girmiştir. Uluslararası düzeyde 1980’li yıllarla birlikte görünürlük kazan-
              maya başlayan bu olgu, 1990’lardan itibaren toplumsal bir sorun ve bir in-
              san hakkı meselesi olarak görülmeye başlanmıştır. 1991 yılında, BM Eko-
              nomik ve Sosyal Haklar Komisyonu ve Kadının Statüsü Komisyonu (KSK)
              tarafından, kadına yönelik şiddetin önemli bir problem olduğunun altı çizil-
              miştir. Bu vurgunun devamında Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ön-
              lenmesi Komitesi (CEDAW Komitesi), 19 No’lu Tavsiye Kararı’nda kadınla-
              ra yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, “bir kadına sırf kadın olduğu
              için yöneltilen ya da oransız bir şekilde kadınları etkileyen şiddet” olarak
              tarif edilmiştir. Bu şiddet, “kadına fiziksel, zihinsel ya da cinsel yönden
              zarar veya acıya neden olan davranışları, bu davranışlara ilişkin tehdit-
              leri, zorlamayı ve özgürlüklerin kaybedilmesine neden olan diğer davra-
              nışları” kapsamaktadır. Kadına yönelik şiddet kavramı, uluslararası insan
              hakları hukuku alanında ilk kez 1993 yılında “Birleşmiş Milletler Kadınlara
              Karşı Şiddetin Tasfiye Edilmesine Dair Bildiri”de tanımlanmıştır. Bu çerçe-



                 6  T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11   12