Page 8 - Kadın ve Çocuk Çalıştayı
P. 8

vede, kadına yönelik şiddet, “İster kamusal isterse özel yaşamda meyda-
            na gelsin, kadınlara fiziksel, cinsel veya psikolojik acı veya ıstırap veren
            veya verebilecek olan cinsiyete dayanan bir eylem veya bu tür eylemlerle
            tehdit etme, zorlama veya keyfi olarak özgürlükten yoksun bırakma an-
            lamına gelir.” şeklinde tanımlanmıştır. Ayrıca Bildiri’de azınlık gruplara
            dâhil olan kadınlar, yerli kadınlar, mülteci kadınlar, göçmen kadınlar, kır-
            sal bölgelerde veya uygarlığa uzak topluluklarda yaşayan kadınlar, bakıma
            muhtaç kadınlar, ceza veya tutukevlerindeki kadınlar, kız çocukları, engelli
            kadınlar, yaşlı kadınlar ve silahlı çatışma bölgelerinde bulunan kadınlar
            gibi bazı kadın gruplarının şiddete karşı savunmasız bulundukları da özel
            olarak vurgulanmıştır.

            2011 yılında ülkemiz tarafından imzalanan ve onaylanan ve 2014 tarihi
            itibariyle yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi’nde ise kadına yönelik şid-
            det, “Bir insan hakları ihlali ve kadınlara yönelik ayrımcılığın bir biçi-
            mi olarak anlaşılmaktadır ve ister kamusal ister özel alanda meydana
            gelsin, kadınlara fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik zarar veya
            ıstırap veren veya verebilecek olan toplumsal cinsiyete dayalı her türlü
            eylem ve bu eylemlerle tehdit etme, zorlama veya keyfi olarak özgürlük-
            ten yoksun bırakma anlamına gelir.” biçiminde tanımlanmıştır. İstanbul
            Sözleşmesi’ne uygun olarak hazırlanan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve
            Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’da kadına yönelik şiddet,
            “kadınlara, yalnızca kadın oldukları için uygulanan veya kadınları etki-
            leyen cinsiyete dayalı bir ayrımcılık ile kadının insan hakları ihlaline yol
            açan ve bu Kanun’da şiddet olarak tanımlanan her türlü tutum ve dav-
            ranış”  olarak tanımlanmıştır. Buradan da anlaşılacağı üzere Ülkemizde
            kadın-erkek eşitliğinin sağlanması, kadının insan haklarının korunması ve
            güçlendirilmesi ile kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda önemli
            yasal düzenlemeler gerçekleştirilmiştir. Bu düzenlemelerin başında Türk
            Medeni Kanunu,  Türk Ceza Kanunu,  6284 sayılı  Ailenin Korunmasına
            ve  Kadına  Yönelik  Şiddetin  Önlenmesine  Dair  Kanun  gelmektedir.
            Düzenlemeler şiddete maruz kalan kadınlara sunulan hizmetlerin
            sektörler arası bir yaklaşımla ele alınması gerektiğinin altını çizmektedir.
            Kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve şiddete maruz kalan kadının gerekli
            hizmeti alabilmesi için sağlık hizmeti, adalet hizmeti, sosyal hizmet veren
            kurumlar ile kolluk kuvvetlerinin ve sivil toplum kuruluşlarının ortak ça-
            baları ve işbirliği çok önemlidir. Kadına yönelik şiddetle mücadelede yasal
            düzenlemeler kadar bu düzenlemelerin etkin şekilde uygulanması, şiddet
            mağdurunun yanı sıra şiddet uygulayana yönelik koruma, tedavi, rehabi-
            litasyon hizmetlerinin sunulması ile konu hakkında toplumsal farkındalı-




                                                        ÇALIŞTAY RAPORU 2018  7
   3   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13