Page 85 - Kadın ve Çocuk Çalıştayı
P. 85
Dolayısıyla, bütün dünyada, ha dünyada var diye, kendimizi, kendimiz bir
oh çekecek durumda olmamalıyız. Biz kendi içimizde, eşitliğimize doğru
olanı ne kadar çok yapabilirsek, o kadar iyi. Başta söylemiştim, med-
yayı çok eleştiriyorum, gerçekten hepinizden daha fazla eleştirmişim-
dir mesleğimi; ama ben medyanın kadın ve çocuğa şiddet, kadın erkek
eşitliği konusunda birçok alandaki performansının çok daha üzerinde
yüksek bir performans sergilediğini düşünüyorum.
Eğer bugün Türkiye’de kadına ve çocuğa şiddet konusunda bir duyarlılık
varsa, bunda aslan payı medyanındır. Hele ki şu toplantıyı haber yap-
mazsak, öyle bir toplantı yapılmamış sayılacak. Düşünsenize, sadece
bu salondaki 100 kişi biliyor olacak. Dolayısıyla, medyanın çok ciddi bir
rolü var. Haberlerle, yaptığı yorumlarla, yayınlarıyla bu duyarlılığı artı-
rıyor. Ama bu duyarlılık tek başına medyanın taşıyabileceği bir iş değil.
1970’lerde feminizm dalgasının yükselmesiyle, dünyada zaten hem Ba-
tıda, hem de bizde kadın erkek eşitliği ya da kadın sorunlarına yönelik
duyarlılık arttı. 1980’lerde bu yasalaştı. Birçok devletin zaten yaptığı ya-
salarla ilgili dinlediniz, çoğu 1980’lere ağırlıkla dayanır.
1990’larda bu iş iyice oturdu. 2000’lerden itibaren en küçük bir olum-
suzluğu bile tahammül etmeyen bir zihin yapısına ulaştık. Bunda he-
pimizin katkısı var, devletin katkısı var; kurumların katkısı var ve tabii
ki bunu haber haline getiren medyanın katkısı var. Biraz önce Sayın
Birleşmiş Milletler Temsilcisi, işte bazı zorluklardan bahsediyor, bah-
sediyordu haklı ya da işte Adalet Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığı yaptıkları çalışmalardan bahsediyor. Bu çalışmaları en hızlı
şekilde yayacak olan medyadır, ama en önemlisi şu: Bir suçun işlen-
mesini engellemek için alacağınız idari tedbirler ya da polisiye tedbirler
ya da daha sonra hukuki yaptırımlardan önce, bunun bir bilinç düzeyine
çıkması gerekiyor ve dediğim gibi önümüzde çok zor bir sorun var. 3-4-5
bin yıldır kendisinin dünyanın hakimi zanneden bir erkek kitlesinin so-
runlarıyla boğuşuyoruz.
Kadın erkek eşitliği deyince, aklınıza sadece dayak, psikolojik şiddet,
ekonomik şiddet gelmesin. Yani bir kere dünyada kadına daha az iyi
sağlık koşullarına sahipler. Dünyada daha kötü beslenenler kadınlar
ve çocuklar. Dünyadaki bütün olumsuzluklarda bir eşitsizlik varsa, bu
eşitsizlik sadece dayak, daha ucuza çalıştırılma, sömürülme değil; aynı
zamanda gerçekten daha kötü beslenme. Aynı zamanda daha kötü ko-
şullarda yaşama, daha ucuz olanı giyinme. Yani eşitsizlik gerçekten full
bir eşitsizlikten bahsediyoruz. Ama dediğim gibi, medya bence bu konu-
84 T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU