Page 329 - kdk-2014-yillik-rapor
P. 329
YILLIK RAPOR 2014
Diğer şikâyetçi ise başvurusunda, yak- tilmekte olup, Cumhuriyetin temel nite-
laşık 7817 prim gün sayısıyla emekli ol- liklerinin ifade edildiği 2 nci maddesinde
duğunu, 1.036 TL emekli aylığı aldığını, de Türkiye Cumhuriyetinin sosyal bir
intibak yasasından sonra, 3600 prim gün hukuk devleti olduğu belirtilmiştir.
sayısı ile emekli olanların 1.030, 1.050 ve
1.080 TL maaş aldığını öğrendiğini belir- Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun
terek, mağduriyetinin giderilmesini talep E:2012/21 17 K:2012/230 sayılı kararın-
etmektedir. da “… Sosyal Güvenlik Kurumları ara-
sında norm ve standart birliği bulun-
Kurumumuzca yapılan araştırma ve in- mamaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumları
celeme sonucunda, arasında, yalnızca aylıkların seviyesi
bakımından değil, koruma kapsamına
-SSK emekli aylıklarının günümüze ka- alınan tehlikeler ve hak kazanma şartları
dar altı ayrı sisteme göre hesaplandığı, bakımından da farklılıklar olduğu belir-
her bir sistemin aylık bağlama kuralların- gindir. Önemli olan, hangi kurum olursa
da değişiklik meydana getirdiği tespit olsun, aynı külfete katlanan insanların
edilmiştir. Emekli grupları arasındaki aynı haklara sahip olmasının sağlanması
“nimet/külfet dengesi”nin tam olarak olmalıdır. Esasen; Sosyal Güvenlik Ku-
sağlanamaması nedeniyle aynı “külfet”e rumları`nın görevi Sosyal Sigorta Kanun-
katlanan sigortalıların bağlı oldukları ları çerçevesinde kapsama aldıkları
sosyal güvenlik kurumlarının farklı ol- kişileri koruma garantisini sağlamaktır.
ması nedeniyle, aynı “nimeti” elde edile- Sigorta hukukunda amaç, yüksek stan-
mediği, aynı statüdeki emeklilere farklı dartta sosyal güvenlik sağlayan bir sis-
aylıklar bağlandığı, aylıkların bağlan- temin oluşturulmasıdır. Yine, sosyal
masında gelişme hızı endekslerinin dik- sigortalar külfet nimet dengesi üzerine
kate alınmadığı görülmüştür. kurulan kurumlardır. O nedenle, külfe-
tin (çalışıp primleri ödemek) karşılığının
Anayasamızın başlangıç kısmında, her alınmaması sosyal güvenlik sisteminin
Türk vatandaşının Anayasadaki temel amacıyla bağdaşmaz ve böyle bir uygu-
hak ve hürriyetlerden eşit ve sosyal ada- lamada kabul edilemez. Buna, aksi bir
let gereklerince yararlanarak onurlu yorum, sisteme duyulan güveni ortadan
bir hayat sürdürme ile maddi ve mane- kaldırır. En önemlisi, yükümlülüklerini
vi varlığını bu yönde geliştirme hak ve zamanında yerine getirenlerin bir an-
yetkisine doğuştan sahip olduğu belir- lamda cezalandırılması olur ki, bu sosyal
329