Page 179 - kdk_yillik_rapor2018
P. 179

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU



                 “Türkiye’deki Suriyeliler” özel raporunda Suriyelilere yönelik “geçici koruma” sistemine
                 odaklanılmış;  bununla birlikte, mevcut yasal çerçevenin iç içe geçmiş koruma
                 sistemlerini ve yasal çerçevede Suriyelilerin hangi noktada durduğunun anlaşılabilmesi
                 için “uluslararası koruma” rejimine de değinilmiş; bu bağlamda ise dünyadaki ve
                 ülkemizdeki tarihsel süreci, mevzuat gelişimini ve temel kavramları zorunlu olarak
                 ele almıştır. Öte yandan, ülkemizde bulunan “uluslararası koruma başvuru/statü
                 sahipleri”nin, diğer ifadeyle İran, Irak, Afganistan, Somali vd. ülkelerden uluslararası
                 koruma arayışıyla ülkemize sığınan kişilerin özel durumları ile bu kişilere yönelik
                 hizmetler ve uygulamalar özel raporun kapsamı dışında tutulmuştur.
                 Raporda çok gerekli olmadıkça, başka ülkelerin “neleri yap (a) madıkları”na değinilmemiş;
                 onun yerine, Türkiye’nin yaptıkları ile yapması gerekenlere odaklanmaya çalışılmıştır.
                 Ancak, Suriye krizi ile daha belirgin bir biçimde ortaya çıkan, özellikle gelişmiş
                 ekonomilere sahip ülkelerin mali ve insani yük paylaşımında gösterdiği isteksizliği,
                 yani  dayanışma  eksikliğini  birkaç  cümleyle  de  olsa belirtmek  kaçınılmaz olmuştur.
                 Nitekim 2011 yılında yaşanan gelişmeler sonrasında Türkiye’de 3.4 milyondan fazla,
                 Lübnan gibi nüfusu 6.1 milyonolan bir ülkede ise 1 milyona yakın Suriyeli kişi koruma
                 altına alınmışken, 1000-2000 mülteci barındırmayı bile ülkenin en önemli sorunu gibi
                 ortaya koyan ve uluslararası koruma arayan bu kişilere kapılarını sıkı sıkıya kapatan
                 bazı “gelişmiş” ülkeler, 2011 sonrasında yaşanan krizin bir mülteci krizinden çok,
                 küresel bir dayanışma, hatta vicdan krizi olduğunu tüm dünyaya göstermiştir. “Açık
                 kapı politikası”nın sadece Suriye’nin komşusu ülkelere yıkıldığı bu süreç, insanlığın
                 vicdanında son derece kötü tecrübeler ve izler bırakmıştır.
                 Gelişmiş Batılı ülkeler ile ekonomik açıdan zengin olan ve Suriyeliler ile aynı etnik/
                 dini özelliklere sahip ülkelerin, bu krizde ortaya koydukları tavır, her türlü eleştiriyi
                 haklı kılmaktadır. Eleştiri yapma hakkına en fazla sahip olan ülkelerin başında ise 3.4
                 milyondan fazla Suriyeliyi geçici koruma altına alan ve neredeyse bütün maliyeti kendi
                 başına üstlenen Türkiye gelmektedir. Ancak bu raporun önceliği, başka ülkelerin ve
                 uluslararası ya da ulusüstü kuruluşların eksikliklerini, hatalarını, hatta insani/vicdani
                 duyarsızlıklarını ifşa etmek değil; gurur duyulacak bir örnek olarak Türkiye’nin ortaya
                 koyduğu çabaları anlatırken, aynı zamanda topraklarımızda bulunan milyonlarca
                 mülteci ile huzurlu bir Türkiye’de yaşamaya yönelik stratejilere yoğunlaşmaktır.

                 Kamu  Denetçiliği  Kurumunun  büyük  önem  verdiği  “Türkiye’deki  Suriyeliler  Özel
                 Raporu”, konuyla ilgili çalışan sayısız kamu kurum ve kuruluşunun merkez ve il teşkilatının
                 üst  düzey  yöneticilerinin  katılımıyla  Ankara,  Gaziantep,  Kilis,  Kahramanmaraş  ve
                 Şanlıurfa illerinde düzenlenen kapsamlı teknik toplantıları; belediyeler, barolar, meslek
                 odaları, sivil toplum kuruluşları ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği
                 (UNHCR) ile Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) gibi uluslararası
                 örgütlerin Türkiye temsilcilikleri ile yapılan görüşmeleri; alanda çalışan Türk ve Suriyeli
                 birçok sivil toplum kuruluşunun iştirakiyle Ankara, Gaziantep, Kahramanmaraş ve
                 Kilis  illerinde  düzenlenen  geniş  katılımlı  STK  toplantılarını;  ilgili  kamu kurum  ve



             178 2018 YILLIK RAPOR
   174   175   176   177   178   179   180   181   182   183   184