Page 186 - kdk_yillik_rapor2018
P. 186

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU



               cumhuriyet ilkesine aykırı eylemlerin odağı olduğu” iddiasıyla kapatma davası açılmış,
               yargı mensupları Genelkurmay Başkanlığına çağrılarak kendilerine irtica konusunda
               brifing verilmiştir. Baskı ve yıldırma amaçlı uygulamalar neticesinde 18 Haziran 1997
               tarihinde Necmettin Erbakan istifa etmek durumunda kalmış ve Refah-Yol dönemi
               sonlanmıştır.

               Kısaca tarihsel arka plana bakıldığında, hukuk ihlallerinin yaşandığı, temel hak ve
               hürriyetlerin hukuki alt yapıdan yoksun, siyasi ve ideolojik nedenlerle sınırlandığı
               bu süreç resmi olarak 28 Şubat 1997 tarihinden itibaren etkisini daha açık şekilde
               göstermeye başlamıştır.  Bu dönemde “irticaya  karşı”  başlatıldığı  iddia  edilen ordu
               ve  bürokrasi  temelli  sistematik  uygulamalar  ile  kılık kıyafetlerinden veya dini
               hassasiyetlerinden ötürü, başta memurlar ve üniversite öğrencileri olmak üzere,
               birçok vatandaşımız mağduriyetler yaşamış ve çeşitli haksızlıklara uğramıştır.
               Kamuda istihdam edilen vatandaşlarımız dini inançları nedeniyle ya disiplin cezası
               alarak meslekten çıkarılmış ya da istifaya zorlanmış; üniversite öğrencisi olanlar
               ise, yine ya çıkarma cezası ile yükseköğretim kurumları ile ilişikleri kesilmiş ya da
               eğitim hayatına son vermek zorunda kalmış, bunların bir kısmı da birçok zorluklar
               yaşayarak ve çeşitli yollar deneyerek daha sonradan mezun olabilmiş, ancak bu
               kişiler kamuda başörtülü olarak çalışma imkânı bulunmadığından çalışma hakkını
               kullanamamıştır.

               Bu kapsamda yaşanan mağduriyetler Kurumumuza yapılan başvurular esas
               alınarak aşağıdaki şekilde tasnif edilebilecektir.

               1-Başörtüsü Yasağı Nedeniyle Yaşanan Mağduriyetler
               Üniversitelerde başörtüsü yasağı, İstanbul Üniversitesi Rektörünün başörtülü ve
               sakallı öğrencilerin sınıflara alınmamalarını, girmişlerse derslerin iptal edilmesini
               öngören 23/02/1998 tarihli Genelgesi ile başlamıştır. 28 Şubat post modern darbesi
               sürecinin yaşandığı, Milli Güvenlik Kurulu uzmanlarının YÖK Başkanı ve üniversite
               rektörlerine brifingler verdiği bu süreçte,  Yükseköğretim Kurulunun 07/09/1998
               tarihli ve 19922 sayılı Genelgesi ile başörtüsü yasağı tüm üniversitelerde başlamıştır.
               Başörtülü öğrencilere  Yüksek Öğretim Kurumları Öğrenci Disiplin  Yönetmeliğinin
               7 nci maddesinin (a) bendinde öngörülen “öğrencilik sıfatının gerektirdiği itibar ve
               güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunmak” veya aynı maddenin (e)
               bendinde öngörülen “ders, seminer, uygulama, laboratuvar, atölye çalışması, konferans
               gibi  çalışmaların  düzenini  bozmak”  suçlarından  kınama  cezaları  verilmiş,  başörtülü
               öğrencilerin  eğitimlerine  başörtülü  olarak  devam  etmelerine  izin  verilmediği  için
               devamsızlık sebebiyle eğitimlerini bırakmaya zorlandıkları veya okullarıyla ilişkilerinin
               kesildiği görülmüştür. (Gözler, K. (2009) İdare Hukuku, Cilt 2. 2. Baskı, Bursa,
               Ekin Kitabevi, s.338) “Devrin  YÖK Başkanının ‘hizmete özel’ bir yazı göndererek
               üniversiteye türbanlı olarak gelen öğrencilerin Öğrenci Disiplin Yönetmeliğinin 10/b
               maddesi uyarınca cezalandırılmasını istediği anlaşılmaktadır.” (Gözler, 2009:340).




                                                                        2018 YILLIK RAPOR  185
   181   182   183   184   185   186   187   188   189   190   191