Page 274 - 2019 Yıllık Rapor web
P. 274
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
ve bildirim yükümlülüğü bulunan kamu çalışanlarının haklarının güvence altına
alınmasına yönelik bir model geliştirilmesi ihtiyacıdır. Özellikle öğretmenlerin görevleri
gereği bu süreçte fail ile karşı karşıya gelmekten kaynaklı olarak önemli ölçüde güvenlik
riskine maruz kaldıkları, bu nedenle adli ve idari süreçte gizliliğin sağlanmasına ve olası
güvenlik risklerini ortadan kaldırılarak gerekirse kurul halinde yönetilecek bir ihbar
ve bildirim sürecinin yapılandırılması, bu bağlamda hem çocuk hem aile hem de okul
ve öğretmenler açısından sorunların çözümünü kolaylaştırabilecek okul sosyal hizmet
uygulamasının başlatılmasının değerlendirilmesi önerilmektedir.
Okul sosyal hizmeti; çoğunlukla ilk ve orta dereceli okullarda, öncelikli olarak eğitim
gören çocuk ve gençlerin ve ailelerinin karşılaştıkları ekonomik, psikolojik ve sosyal
ihtiyaç ve sorunlarının giderilmesine ve çözümlenmesine yönelik olarak çalışmalar
yürütmeyi hedefleyen, bu hedefi gerçekleştirirken ihtiyaç ve sorunlar yönelik olarak
okulda ve toplumda bulunan çeşitli kaynaklar ve hizmetler arasında etkili bir iş
birliği ve koordinasyon sağlamayı amaçlayan, çocuğun üstün yararını temel alan, ekip
çalışması anlayışıyla çalışmalarını yürüten, sosyal hizmetin mesleki bilgi yöntem,
tekniklerini, beceri ve etik kurallarını esas alarak okul ortamında psikolojik sosyal
odaklı çalışmalar yürüten bir sosyal hizmet alanıdır. Okul sosyal hizmeti uygulaması
ile okullarda çocukların karşılaşabildikleri akran zorbalığı başta olmak üzere gelişimsel
dönemin ihtiyaç ve sorunlarına bağlı olarak gelişen ihtiyaç ve sorunların karşılanması,
çözümlenmesinde aktif çalışmalar yürütülebilecektir.
2019 yılı içinde Kuruma yapılan başvurularda; Suriye uyruklu çocukların eğitim
sistemi içinde okul kayıt işlemlerinde çeşitli sorunlar yaşadıkları (çocuğun dil
seviyesine, yaşına, durumuna uygun sınıf tespiti ve düzenlemesi, e-okul sistemi
üzerinde okul nakil geçişlerindeki sorunlar vb.) anlaşılmakta; dil engeli nedeniyle
idarenin aile ve çocuğa yaptığı açıklamaların tam olarak anlaşılamamasından kaynaklı
olarak iletişim sorunlarının yaşandığı, dil ve kültür farklılığından kaynaklı bu
tür sorunların çocuğun devamsızlığına, hatta okulu bırakmasına yol açabildiği tespit
edilmektedir. Eğitim sistemi içinde ivedilikle mülteci çocuklarla ve ailelerle etkili
iletişim kurma konusunda okul idarelerinin güçlendirilmelerine ve mülteci öğrencilerin
vaka odaklı takip sürecine alınmalarına ihtiyaç bulunduğu değerlendirilmektedir.
Ayrıca; çocukların aile ortamının desteklenmesi hakkı ve çocuklar hakkında alınan
tedbirlerin düzenli aralıklarla gözden geçirilmesi hakkı kapsamında ilgili çocuk
başvurularında çocuklardan gelen talepler ve alınan geri bildirimler sonucunda,
çocukların özel hayatlarının gizliliğinin korunması ve yüksek yararlarının gözetilmesi
ilkelerinin benimsenmesine, ailenin sosyal, psikolojik, hukuki ve diğer açılardan
desteklenmesine, çocuğun korunması bakımından Çocuk Koruma Kanunu çerçevesinde
gerekli tedbirlerin alınarak sosyal inceleme raporu düzenlenmesine, ailelerin ihtiyaç ve
gereksinimlerinin sosyal hizmet kapsamında detaylı incelenmesine, uygun hizmet
modelinin vaka özelinde belirlenmesine veya belirlenen hizmetin çocuğun yüksek
yararına olup olmadığının değerlendirilmesine daha fazla hassasiyet gösterilmesi tavsiye
edilmektedir.
2019 YILLIK RAPOR 273