Page 200 - egitim-ve-ogretim-hakki-3
P. 200
birliği komutanlığının izin vermesinin gerektiği, davacının talebinin
İstanbul Jandarma Bölge Komutanlığının 05.10.2007 tarihli yazısı ile
reddedildiği, bir diğer ifadeyle Yönerge uyarınca 20 günlük istirahat
süresinin garnizon dışında geçirilebilmesi için komutanlığın izin ver-
me koşulu gerçekleşmediği, izin verme hususunda izin vermeye yet-
kili amirlere geniş bir takdir yetkisinin verildiği ve İstanbul Jandarma
Bölge Komutanlığınca komutanlık prensibi olarak bu güne kadar 20
güne kadar istirahat alan hiçbir rütbeli personele garnizon dışında is-
tirahatini geçirmesi konusunda izin verilmediği dikkate alındığında
takdir yetkisinin kullanılmasında objektif kriterlerden uzaklaşıldığını
söylemek mümkün olmadığı, belirtilen sebeplerle davacıya verilen 20
günlük istirahatini garnizon dışında geçirmesi talebinin reddine dair
işlemde, hukuka aykırılık bulunmadığı, davacının manevi tazminat
isteminde de bulunmakla birlikte iptali talep edilen işlemin hukuka
uygun olması nedeniyle idarenin hizmet kusurunun bulunduğundan
bahsedilemeyeceği, ayrıca söz konusu işlem nedeniyle davalı idarenin
tazmin sorumluluğunu gerektirecek kusursuz sorumluluk şartları da
gerçekleşmediğinden manevi tazminat isteminin yasal dayanaktan
yoksun olduğuna karar vermiştir.
29) Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 3 üncü Dairesi’nin,
29.09.2011 tarihli, E. 2011/866, K.2011/1973 sayılı kararında;
davacı vekilin, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda benzer izin ta-
lepleri yönünden herhangi bir kısıtlama olmamasına rağmen, 926 sa-
yılı Personel Kanununda, davaya konu olumsuz işleme esas teşkil eden
kısıtlamanın, idarenin birliği, bütünlüğüne ve istikrarını zedelediğini,
Anayasanın “eşitlik” ilkesine aykırı bir durum oluşturduğunu belirte-
rek, ilgili hükmün iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulmasını
talep ettiği açıklaması sonrasında; Anayasa Mahkemesinin istikrar
kazanmış kararlarında da işaret edildiği üzere, Anayasanın 10’uncu
maddesinde yer verilen herkesin dil, din, ırk, renk, cinsiyet, siyasi dü-
şünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözet-
meksizin kanun önünde eşit olduğuna ilişkin hükmüyle; vatandaşla-
rın yasalar önünde hukuki yönden eşit sayılmalarının amaçlandığını,
maddedeki eşitliğin bir anlamının da, yasaların koyduğu kurallara
uyarlık bakımından, kişisel nitelikleri ve durumları benzer olanlar ara-
sında değişik uygulama yapılmaması olduğu hatırlatmasıyla, durum
ve konumlardaki farklılıklar ile hukuki statülerdeki özellikler, değişik
KAMU DENETÇILIĞI KURUMU 195