Page 157 - ilitam-dergisi
P. 157
İLİTAM DIN EĞITIMI VE ILAHIYAT LISANS TAMAMLAMA PROGRAMI
3. Evrensel bir değer olarak hukukun görevi bütün insanların temel hak-
larını ve özgürlüklerini her yerde ve her zaman korumaktır. Dolayısıyla
hukukun varlığının ve üstünlüğünün en temel göstergesi; azınlık, zayıf,
sahipsiz ve korumasız olanları himaye etmesidir. Bir ülkenin medeniyet,
insani gelişim ve hukuk düzeyi de, bir insanın ahlak ve değer düzeyi de
kendinden olmayana, farklı ırk, renk, inanç ve kültüre mensup olanlara
karşı tavrı ile ölçülür. Hukuka ve demokratik ilkelere bağlılığı ile öne çı-
kan Avrupa’nın Müslüman varlığını bir güvenlik meselesi olarak ele al-
ması, sosyal, kültürel ve toplumsal tehdit olarak görmesi düşünülemez.
Zira ilmî, akademik ve sosyal gerçeklikle bağdaşmayan böyle bir tavır,
demokratik toplum anlayışına da aykırıdır.
4. Müslüman karşıtlığıyla tebarüz eden bir ayrımcılık türü olan islamofo-
binin düşmanlığa dönüşerek fiili bir boyut kazanması kaygı vericidir.
İslamofobik tavırlar olarak kadınlara, erkeklere hatta çocuklara yönelik
fiziki şiddet, hakaret ve psikolojik baskıların, kılık-kıyafet, ibadet ve inanç
özgürlüğü alanındaki kısıtlamaların, günlük hayatta iş, konut, eğitim
gibi konularda yaşanan zorlukların, camilere, dini-kültürel müesseselere,
kutsal mekânlara, hatta mezarlıklara yönelik saldırıların her geçen gün
artarak devam etmesi kabul edilemez bir durumdur. İnsanlığın iyiliğe ve
geleceğe dair ümitlerini azaltan bu yaklaşım, Avrupa’nın çok kültürlülü-
ğünü, birlikte yaşama hukukunu, barış ve huzurunu da tehdit etmekte-
dir. Bunun için hak ve özgürlükleri hiçe sayan bütün yaklaşım ve uygula-
malar, faili kim ve amacı ne olursa olsun reddedilmelidir. Bilhassa inanç
ve ibadet özgürlüğüne yönelik her türlü şiddeti engellemek, istisnasız
bütün devletlere, uluslararası kurum ve kuruluşlara düşen ertelenemez
bir sorumluluk olarak görülmelidir.
5. Müslümanlara ve göçmenlere yönelik tahammülsüzlük ve ırkçı yakla-
şımların ardında, önemli oranda sosyo-psikolojik etkenlerin varlığı da
dikkat çekicidir. Dolayısıyla toplumsal huzursuzluk, aşırı tepkisel ve şid-
dete dayalı davranışlar sadece Müslümanlar özelinde değil, Avrupa’nın
geleceği açısından da bütüncül ve çok boyutlu olarak ele alınmalıdır. Bu
meyanda İslam’ın getirdiği barış, sosyal adalet, paylaşma, temel hak ve
OCAK 2020 157