Page 78 - ilitam-dergisi
P. 78
İLİTAM DIN EĞITIMI VE ILAHIYAT LISANS TAMAMLAMA PROGRAMI
Oysaki şu ana kadar, yüksek din öğretimi kurumları arasında, “İlahiyat Açık öğre-
tim Lisans Eğitimi” şeklinde bir program bulunmamaktadır. Olumlu ve olumsuz
yönleri tartışılmayan bir sistemi tavsiye etmek ne kadar doğru olabilir? Halen,
İlahiyat lisans eğitimi, sadece ilahiyat fakültelerinde örgün eğitim sistemi içinde
verilmektedir. Bunun tek istisnası Yükseköğretim Kurulu Kararıyla 11 ilahiyat
fakültesinde uygulanan “İLİTAM” programlarıdır. Raporun karar kısmında yer
alan “İlahiyat Açık öğretim Lisans Eğitimi” verilmesi yönünde çalışmalara ivedi-
likle başlanılması” şeklindeki cümle çok acele ile yazılmış bir izlenim vermekte-
dir. Bu düşünce, İLİTAM dahil dini yüksek öğrenim kurumlarındaki kazanımları
en az 15 yıl geriye götürme anlamına gelmektedir. Daha önce Diyanet İşleri
Başkanlığı’nın taşra, merkez ve yurt dışı teşkilatlarında uzun süre görev yaptım.
Son beş yıldan bu yana da üniversitede ve İLİTAM programının uygulandığı bir
fakültede görev yapıyorum. Dolayısıyla Diyanet işleri Başkanlığı ve çeşitli ku-
rumlarda çalışıp, İLİTAM programı kapsamında dini yüksek öğrenim görenlerin,
bu taleplerini hem dünya görüşleri hem özlük hakları yönünden haklı ve makul
görüyorum. Bununla birlikte ilahiyat açık öğretim veya İLİTAM nicelik ve nitelik
bakımından tartışılacaksa, beş yıl eğitim süreli ilahiyat örgün programlarında
okuyan 114000 öğrencinin hukuki statüleriyle birlikte değerlendirilmelidir.
Rapor metninde bazı mağduriyetlere, orantısız bir biçimde atıf yapılmıştır.
Aksine son on beş yıldan bu yana dini yüksek öğrenimin sahip olduğu; fakülte
sayısı ve öğrenci kontenjanı, Cumhuriyet döneminin hiçbir devrinde olmadığı
kadar bir düzeye ulaşmıştır. Sayın Cumhurbaşkanımızın, hassasiyeti sayesinde
şu ana kadar üniversitelerimizin bünyesinde,105 dini yükseköğrenim (İlahiyat,
İslami İlimler ve Din Bilimleri) fakültesi açılmıştır. Bu fakültelerin örgün eğitimin-
de 114000, yüksek lisans düzeyinde 7500, İLİTAM programında 20.000 civarında
kayıtlı öğrenci ve beş bine yakın öğretim elemanı bulunmaktadır. Bu tabloda
yoğunlaşmamız gereken tek hedef, kalite ve başarı olmalıdır. Bu zenginlik kar-
şısında, fırsat eşitliğinden ve mağduriyetten söz etmek yerine tablonun içini
doldurmak için seferber olmanın daha doğru olduğunu düşünüyorum.
Türkiye’de dini yüksek öğreniminin imkânlarına, problemlerine topyekun
yoğunlaşmak ve ona katkıda bulunmak gibi büyük bir fırsat, milletimizin önüne
çıkmışken dikkatleri; “İlahiyat Açık öğretim Lisans Eğitimi,” gibi realitede karşılığı
olmayan daha dar ve zayıf bir alana çekmek doğru değildir. Keza raporda -muh-
78 OCAK 2020