Page 285 - 6. yılında ombudsmanlık web
P. 285

rum.” dedi. “Hangi milletten olabilir?” dedim. “Mısırdan olabilir.” dedi. “Hayır, o benim
            dedem, onun adı “Kanuni Sultan Süleyman.” dedim. “Büyük deden mi?” dedi. “Daha
            büyük dedem.” dedim.

               Kanuna uygun gidiyor ve Kanuni o kadar 3 kıta, 7 deniz, o kadar büyük cihan dev-
            letini hukukla idare ediyor. Bu sefer VII. Henry İngiltere’den gönderiyor heyet. “Nasıl
            adalet sisteminiz var ki biz de öyle bir ülkeye kavuşalım.” diye. Kalıyorlar, inceliyorlar,
            dönüşlerinde bugünkü Anglosakson hukukunun temeli Osmanlı’nın o zamanki huku-
            kudur. Tahkikatlar uzun sürer ama duruşmalar iki gündür, üç gündür, azami beş gündür
            ve karar verildiği zaman da her iki taraf başını eğer, uyar. Bu yüzden ne derler? “Şeri-
            atın kestiği parmak acımaz.”

               Bu, şimdi, yeni tahkikatlarla kanunun kestiği, Anayasa’nın kestiği, hâkimin kestiği
            yerleşmedi. Ve tuttuk bir aşure yaptık, çeşitli ülkelerden bir sistem kurduk. Bu sistem
            sancılı, geniş bir hukuk reformu lazım. Demin, Saadettin Bey dediği bu adalet lazım.
            Tabii, kişilerin de adil lazım. Ben sizin bir davetinize gelmiştim Şeref Bey, toplumun
            yapısını ifade bakımından o topluma muhtacız, onu tekrar ediyorum.

               İbrahim dayım, teyzemin beyi, İbrahim Onbaşı, düşünün, 1930’larda -35-40’larda
            diyeyim- adam onbaşı olmuş askerde, demek zeki bir adam. İbrahim Onbaşı iyi kü-
            rek yapar. Biz de Erzurum’a götürür, satarız o küreği. Biz onlara kürek, kazma sapı,
            balta sapı getiririz. Ormandan bakar, hangi ağaç neye uygundur diye, o ağacı görür,
            keşfeder, ertesi sabah baltayı alır, baltayı çuvala sarar. Niye? Geçerken diğer ağaçlar
            görüp de “Beni mi kesmeye geldi?” diye korkmaması için. Biz şimdi kurban keserken
            koyunun, kurbanın gözünü kapamıyor muyuz? Bıçağı göstermiyoruz. Bu bir kültürdür,
            ahlaktır, bu bir seviyedir, bu bir seciyedir. Bu ne ombudsmanla sağlayabilirsiniz ne
            Anayasa Mahkemesiyle ne insan haklarıyla. Büyük bir irfan seferberliği gerekir. İyi bir
            hukuk sistemi... Toplumun huzurlu olması, güçlü olması, devletin hukuk devleti olması
            için güzel bir hukuk reformu gerekir. Yetkileri çoğaltılacak, yetkililerde çoğaltılacak. O
            da yetkili, o da yetkili, toplumda çok daha değişik durum... Ben insan hakları Muğla
            temsilciyim, siz de gönderdiğiniz ombudsmanlığın oradaki üyesini, ilçelerde de var,
            bir tatbikat yaptık, bizimki başka, ora başka, hadi içtihat yapalım, bir araya gelelim.
            Hayda bir genel kurul daha, bir yapı daha, Allah’ım Ya Rabbi’m.

               Demirel için düşünüldü bu, Süleyman Bey için, Cumhurbaşkanlığı bitiyor, bir yer
            bulalım, öyle bir kişi olsun –Süleyman Bey başvurulan bir insan, bir bilen- öyle yola
            çıkıldı, ona bir yer bulalım diye. Ama isabettir, olması lazım, zaten vardı.

               Sözleşmeliler vardı, bakın “Kamu kurumlarında 5 bin avukat var, onlara da ombu-
            dsmanlık verilebilir.” denildi. Peki, biz Mecliste bulunduk Şeref Bey, burada milletvekili



                                                                   14 ŞUB A T 2019  283
   280   281   282   283   284   285   286   287   288   289   290