Page 11 - KDK
P. 11
Ombudsman Halkla Buluşuyor
ürkiye’nin güneyinde Akdeniz kıyısında yer alan Antalya ülkemizin turizm başkenti olarak
Tanılır. Kuzeyinde; Burdur, Isparta, Konya, doğusunda; Karaman, Mersin, batısında; Muğla illeri
ile komşudur. Türk Riviera’sı olarak bilinen Antalya kıyılarının uzunluğu 630 km’yi bulur. 2.511.700
kişilik nüfusa ve 20.909 km2 yüzölçümüne sahip şehirde halk turizm ve tarım ile uğraşmaktadır.
II. Attalos tarafından kurulan şehrin adı “Attalos Yurdu” anlamına gelmektedir. Bergama Kral-
lığı’nın M.Ö. 133’de sona ermesiyle bir süre bağımsız kalan şehir, daha sonra korsanların eline
geçmiş, M.Ö. 77’de Komutan Servilius Isauricus tarafından Roma topraklarına katılmıştır. M.Ö.
67’de Pompeius’un donanmasına üs olmuştur. Bizans egemenliği sırasında piskoposluk merkezi
olan Attaleia, Türklerin eline geçtikten sonra büyük bir gelişme göstermiştir. Bugünkü modern
şehir, antik yerleşmenin üzerine kurulduğundan, Antalya şehir merkezinde antik çağ kalıntıla-
rına çok az rastlanmaktadır. Görülebilen kalıntıların ilki, eski liman olarak nitelenen liman men-
direğinin bir kısmı ve limanı çevreleyen surdur. Surların park dışındaki kısmında restorasyonu
yapılan Hadrian Kapısı Antalya’nın en güzel antik eserlerinden biridir.
Antalya, antik çağda, “çok verimli” anlamına gelen Pamphylia olarak anılmaktayken, batı kesi-
mine ise Lykia denirdi. Milattan önce VIII. yüzyıldan itibaren buraya Ege denizinin Batı kıyıların-
dan göçenler; Aspendos ve Side gibi şehirleri kurmuşlardır. Yapılan arkeolojik kazılarda Antalya
ve bölgesinde, günümüzden 40 bin yıl önce insanların yaşadığı ispat edilmiştir. Milattan önce
2000 yılından bu yana bölge, sırasıyla; Hitit, Pamphylia, Lykia, Kilikya gibi kent devletlerinin ve
Pers, Büyük İskender ile onun devamı sayılan Antigonos, Ptolemais, Selevkos, Bergama Kral-
lığı’nın idaresine girmiştir. Yöre Bizans hâkimiyeti altındayken, 1207’de Selçuklular tarafından
Türk topraklarına katılmıştır. Anadolu Beylikleri devrinde ise Teke Aşiretinin bir kolu olan Hami-
toğulları’nın egemenliğine girmiştir. Teke Türkmenleri, bugünkü Türkmenistan’dan XI. Yüzyılda
bu bölgeye göçen Türk boylarından biridir. Bugün Antalya’nın kuzeyi ile Isparta ve Burdur’un bir
kısmı olan Göller Bölgesinin, bir adı da Teke yöresidir. Doğası ve tarihi özellikleri ile turistlerin
ilgi odağı olan Antalya’da görülmesi gereken pek çok antik şehir bulunmaktadır. Geleneksel
mimari özelliklerini kaybetmeyen Eski Antalya Evlerinin yapımında soğuktan çok, güneşi önle-
meye ve serinlik sağlamaya önem verilmiş, gölgeli taşlıklar, avlular ve hava akımını kolaylaş-
tıran özellikleri ile görülmeye değer yapılardandır.
Antalya’nın ilk Türk yapısı Yivli Minare’dir. Merkezde liman yakınındadır. Üzerindeki yazıta göre
Anadolu Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubat’ın yönetimi zamanında (1219-1236) inşa edilmiştir.
Tuğla ile örülen gövdesi, sekiz yarım silindirden oluşur. Bu minarenin bitişiğindeki cami ise 1372
yılında Hamitoğulları Beyliği zamanında, Tavaşi Balaban adlı bir mimar tarafından yapılmıştır.
Kesik Minare adıyla da bilinen Ulu Cami aslında bir Bazilika olarak V. yüzyılda inşa edilmiştir.
İlk eserden çok az bölüm ayakta kalmış, Bizans döneminde değişikliklere uğramıştır. Eser, Os-
manlılar zamanında tamir edilerek, bir kısmı Mevlevihane olarak kullanılmış daha sonra cami
olarak hizmete açılmıştır. Karatay Medresesi İl merkezindeki önemli Türk İslâm yapılarından
olup XIII. yüzyıl ortasında inşa edilmiştir. 20. yüzyıl başlarına kadar at ve develerle sağlanan
ulaşım sırasında Kervanların konakladığı hanlardan biri Evdir Han’dır. Antalya’dan kuzeye giden
yol üzerindedir. Antalya – Afyon eski yolundaki ikinci durak yeri ise Kırkgöz Han’dır. Yapı halen
çok sağlam bir durumdadır. Düden Şelâleleri Antalya il merkezinin yaklaşık 10 km. kuzeydoğu-
sundaki bulunan şehri simgeleyen tabiat güzelliklerinden biridir. 20 metre yükseklikten dökülür.
Kurşunlu Şelâlesi’de en çok ziyaret edilen tabiat harikalarından biridir. Şehrin doğal ve tarihi
güzellikleri sayılamayacak kadar çoktur.
Kamu Denetçiliği Kurumu
Kamu Denetçiliği Kurumu 9 9