Page 302 - mahalli-iradeler
P. 302
yerin kamu hizmetine ayrılmamış ve imar planına göre konut
alanında kalmış olması, Tahsise konu yer ile tescili istenilen taşın-
mazın aynı yer olup olmadığı ve taşınmazın niteliklerinin belirlenme-
si amacıyla mahallinde uzman bilirkişiler aracılığı ile keşif yapılması,
Tahsise konu arsa bedelinin ödenmiş olması, ödenmemiş ise ta-
şınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin uzman bilirkişiler aracılığı
ile saptanarak hükümden önce mahkeme veznesine veya belirlenecek
tevdi mahalline depo edilmiş olması, İmar parsellerinin oluşturulması
sırasında, şuyulandırmaya tabi tutulan parselden 3290 Sayılı Yasa ile
değişik 2981 Sayılı Yasanın 18/b-c maddesi uyarınca düzenleme or-
taklık payı kesilip kesilmediğinin, kesilmiş ise uygulanan oranın sap-
tanması gerekir.” ifadelerine yer verilmiştir.
16) Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin E. 2012/11510, K.
2012/12057 sayılı ve 17/10/2012 tarihli Kararında; “….tapu
tahsis belgesine dayalı tescil davasında gerekli olan diğer koşullar ger-
çekleşmiş ise de dosya içerisindeki Ataşehir Belediye Başkanlığının
02.08.2012 tarihli ve 13391 sayılı yazılarına göre dava konusu ta-
şınmazın 28.05.2010 tarihli 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ta-
dilatında meslek lisesi alanında kaldığı anlaşıldığından taşınmaz için
tescil kararı verilmesi mümkün değildir. Çünkü davacıya, Hazine ta-
şınmazı üzerine yapmış olduğu tek katlı konut vasıflı kargir yapı ne-
deniyle tapu tahsis belgesi verilmiş olup bu tahsis belgesine dayalı
olarak oluşturulan imar parselinin ancak konut alanında kal-
mış olması halinde tescile karar verilebilir.” şeklinde hüküm tesis
edilmiştir.
17) Danıştay 6. Dairesinin E.1993/391, K.1994/3073 sayılı
ve 14/04/1993 tarihli Kararında; arsa tahsisinde 400 m² üst sınır
olduğu, tahsis edilecek mesahanın ancak gecekondunun kapsadığı
saha kadar olabileceği belirtilmiş, anılan kanun ile yapının işgal ettiği
alana uygun büyüklükte yer tahsis edilmesinin gerektiği, bunun 400
m²’nin altında olabileceği, mutlaka 400 m²’ye tamamlama gibi bir zo-
runluluğun bulunmadığının açık olduğu belirtilmiştir.
18) Danıştay 6. Dairesinin E.1999/1375, K.2000/706 sayılı ve
09/02/2000 tarihli Kararında da doğrultuda hüküm kurulduğu gö-
rülmüştür.
KAMU DENETÇILIĞI KURUMU 297