Page 19 - Türkiye'deki Suriyeliler - Özel Rapor
P. 19

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU




            Suriye’den komşu ülkelere yönelen göç yönetilemez hale gelmiş, yaşanan insan
            hakları ihlallerinin önlenememesiyle Suriye toprakları, II. Dünya Savaşından bu
            yana yaşanan en büyük insanlık dramına sahne olmuştur. “Gelişmiş” olarak nitelenen
            devletler ise bu konuda çifte standartlı davranmışlardır. Bu ülkelerin, mazlumun
            kimliği farklılaşınca zulme nasıl kör ve sağır kalabildikleri Suriye üzerinden acı bir
            biçimde tecrübe edilmiştir.

            Ülkemiz, 911 kilometre uzunluğunda sınıra sahip olduğu Suriye topraklarından
            yönelen göç dalgalarına kayıtsız kalmamış, göçün yönetilmesi ve terörün
            önlenmesinde hiçbir ülkeden destek beklemeden insanlık onuru için sorumluluk
            üstlenmiştir. Ülkemiz, kadim geleneğinin bir yansıması olarak uyguladığı açık kapı
            politikasıyla nüfusunun % 4,5’ine karşılık gelen 3,5 milyon Suriyeliye ensarlık
            yapmış ve ekmeğini paylaşmıştır. Daha 100 yıl öncesine kadar aynı bayrak altında
            birlikte yaşadığımız bu insanlar geçici koruma altına alınırken; dini, dili, rengi, ırkı
            sorgulanmamış; maliyet hesabına, gelir durumuna veya eğitim düzeyine bakmadan
            insanlık için gerekenler yapılmıştır. Zira bizim inancımıza göre herhangi bir idareci,
            kapısını ihtiyaç sahibine, yoksula ve elinde hiçbir şey olmayan fakire kapatırsa,
            ihtiyaç ve fakirlik içine düştüğünde Allah da göğün (cennetin) kapılarını onun
            yüzüne kapatır.

            Milletimiz; kurumları ve sivil toplum kuruluşları ile eşini kaybeden, yetim kalan,
            insan hakkı ihlallerine maruz kalan, evi yıkılan, kısacası her biri kendi içinde ayrı bir
            mağduriyet yaşayan tüm mazlumların yaralarının sarılması için imkânlarını seferber
            etmiştir. Merkezde  alınan  kararları sahada uygulayan Aile  ve Sosyal Politikalar
            Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Çalışma
            ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Avrupa Birliği Bakanlığı,
            Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, Türk
            Kızılayı, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Emniyet Genel
            Müdürlüğü gibi kurumlarımız, sivil toplum kuruluşları ile birlikte insan onuruna
            yaraşır barınma merkezleri hazırlayarak, ülkemizin dört bir tarafından gelen insani
            yardımları ihtiyaç sahiplerine ulaştırarak, göçmen kaçakçılığı ile mücadele ederek,
            savaşın oluşturduğu tahribatı gidermeye yönelik psikososyal desteklerde bulunarak
            ve kesintisiz eğitim ve sağlık hizmeti sunarak tüm dünyaya örnek olacak bir göç
            yönetimi dersi vermekte, bir anlamda insanlığın onurunu temsil etmektedir. Bu
            bağlamda tüm kamu kurum ve kuruluşlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Vefakâr ve
            cefakâr milletimizin misafirperver ve yardımsever tutumu, ülkemizi insani yardımda
            milli gelirine oranla dünyanın en cömert ülkesi haline getirmiştir. Üstelik ülkemiz






                                                                   TÜRKİYE’DEKİ SURİYELİLER ÖZEL RAPORU  19
   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24