Page 14 - Türkiye'deki Suriyeliler - Özel Rapor
P. 14

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU




                “savaş baronları”dır. Bu saldırılardan en çok mağdur olanlar da savunmasız, masum,
                sivil insanlardır.

                Kaybettikleri güvenlik ve huzurlarını bulmak için yurtlarını terk eden bu insanlar,
                istismara açık halde başka ülkelere sığınmak ve oralarda şahsiyetlerini incitecek
                sığıntı bir hayat sürmek zorunda kalmaktadırlar. Kendilerini yabancı hissetmenin
                ezikliği ile üç günlük dediğimiz dünyada, ürkek bir güvercin gibi yaşamaya
                zorlanmaktadırlar.

                İstenirse, dünya barış ve huzur içinde yaşanabilir hale getirilebilir. Fakat istilacı
                devletlerin, savaş baronlarının, sömürgeci şirketlerin insan dramları üzerine
                kurguladıkları gelecek planları sebebiyle bu mümkün olamamaktadır.

                Dünya nüfusunun yüzde 1’lik diliminin, yani 75 milyonunun çıkarlarına hizmet
                eden bir sömürü düzeni kurulmuştur. Bu yüzkarası durum, insanlığın geleceği adına
                en büyük tehlikeyi teşkil etmektedir.


                Dünya nüfusunun yüzde 20’si, içilebilir temiz su kaynaklarından mahrum
                yaşamaktadır. BM Mülteciler Yüksek Komiserliğinin 2016 yılı raporlarına göre,
                savaş  ve  şiddet  gibi  sebeplerden  dolayı  60 milyondan fazla  insan evsiz  kalmış
                durumdadır. Bu oran AB üyesi ülkelerde 1,5 milyonu aşmıştır.

                Diğer yandan, dünyanın toplam gayri safi milli hasılası 77 trilyon dolara ulaşmıştır.
                Bu toplam üretim ve gelirden en fazla payı ABD ve AB üyesi ülkeler almaktadır.
                Dağılım hiç de adil değildir. Petrol ve stratejik madenler gibi yeraltı ve yerüstü
                kaynakları açısından zengin olan Müslüman ülkeler, dünya kara yüzölçümünün
                yüzde 22’sine, dünya nüfusunun yüzde 23’üne sahip olmasına rağmen, dünya gayri
                gafi milli hasılasının ne yazık ki ancak yüzde 10’unu almaktadırlar.

                Maalesef adaletsizlik ve eşitsizlik müesseseleşmiş durumdadır.  Yeryüzü
                kaynaklarından her insanın eşit ve adil bir şekilde faydalanması ideolojik bir ütopya
                gibi görülmektedir.  Yeryüzü kaynaklarını sömürenler, haklarından biraz feragat
                etseler insanlığın meseleleri büyük ölçüde sona erecek ve daha yaşanabilir bir
                dünyayı meydana getirmek bu kadar zor olmayacaktır.

                Bugün ülkemizde sayıları 3,5 milyonu aşkın olarak açıklanan Suriyeli kardeşlerimiz
                yaşamaktadır.  Onların  yanı  sıra,  tarihî  ve  kültürel  hinterlandımızda  bulunan
                ülkelerden de yüzbinlerce insan ülkemizde kendilerine gelecek aramaktadır.
                Ekonomik sıkıntıların yoğunlaştığı dönemlerde bu insanların varlığına ilişkin
                rahatsızlığın boyutunun arttığını biliyoruz. Asla unutmayalım ki bizler vicdan





         14   TÜRKİYE’DEKİ SURİYELİLER ÖZEL RAPORU
   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19