Page 57 - uluslararsi-ombudsmanlik-sempozyumu-2017
P. 57
1. GÜN
Kamu Denetçiliği Kurumunun düzenlediği bu önemli konuda, “Göç ve Mül-
teciler” konusu başlığıyla düzenlenen sempozyumun hayırlı, güzel neticele-
re vesile olmasını diliyorum.
Bugün insanlığın en önemli sorunlarının başında göç sorunu gelmektedir.
Bu sorunun derinliğine indiğimiz zaman, ülkelerdeki iç karışıklıklar, baskıcı
idareler, iç savaşlar, göçün en önemli sebepleri arasındadır. Bunun yanı sıra
insanların daha iyi bir gelecek aramak amacıyla da göç ettiğini biliyoruz.
Türkiye olarak mülteciler ve göç meselesinde dünyada en fazla bu mesele-
nin, bu konunun önemini bilen ve elini taşın altına koyan ülkelerin başında
geliyoruz. Bildiğiniz gibi, Suriye’de ve Irak’ta yaşanan otorite boşluğu ve iç
savaş nedeniyle ülkemizde 3 milyondan fazla mülteciye ev sahipliği yapıyo-
ruz, barındırıyoruz; bundan da iftihar ediyoruz, bu insanları bir yük olarak
görmüyoruz. Çünkü yaşam hakkı en kutsal haktır. İnsanların hayatlarını kur-
tarabilmek için, yerlerinden yurtlarından, evlerinden barklarından çıkıp bir
bilinmeze gitmeleri kolay bir şey değildir. Bu kararı vermek elbette ki hayat
hakkının ne kadar kutsal olduğunu gösteriyor.
Türkiye olarak biz bu kardeşlerimize kucak açarken hiçbir hesap içerisinde
olmadık. Onların acılarını paylaşmak, hayata tutunmalarına vesile olmak is-
tedik. Türkiye’de bugüne kadar 3 milyonun üzerinde mülteciden 900 bin
öğrenci var, ancak 510 binine eğitim verebiliyoruz, diğer 400 bini en temel
hak olan eğitimden yararlanamıyor. Türkiye’de misafir ettiğimiz mültecile-
rin 200 bin bebeği gözlerini bu topraklarda dünyaya açtı ve burada emniyet
içerisinde büyüyecekler, hayata tutunacaklar. 21 milyon kez sağlık hizmeti
verildi. Türkiye kıt imkanlarıyla ekmeğini paylaşarak, aşını paylaşarak misa-
fir ettiği, ev sahipliği yaptığı geleneksel Türk misafir severliğinin en güzel
örneğini gösteriyor, onlara evlerinden uzakta evlerinin sıcaklığını aratma-
yacak bir şefkat içerisinde yaşamalarına vesile oluyor. Bu bizim inancımız
gereğidir, bu bizim geçmişimiz, geleneğimiz gereğidir, onun için yapıyoruz,
kimseye yaranmak için de yapmıyoruz. Herhangi bir hesap içinde de olma-
dık, olmuyoruz.
Ancak dünya toplumu, Birleşmiş Milletler, gelişmiş ülkeler heyetler geli-
yor-heyetler gidiyor, Türkiye’nin yaptığını hep takdirle yad ediyorlar. Sır-
tımızı sıvazlıyorlar, çok iyi işler yapıyorsunuz diyorlar. İyi de kardeşim, sır-
tımızı sıvazlamayın, biraz da siz yük alın dediğimiz zaman ortada kimseyi
göremiyoruz. Bu üzerinde düşünülmesi gereken çok önemli bir sorun. Bu
sorunu bir ülkenin tek başına halledemeyeceğinin mutlaka görülmesi ge-
55