Page 181 - KDK
P. 181
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
kabul edildiği üzere Azerbaycan’ın çatışma bölgesinden uzakta yer alan ve yoğun nüfusa
sahip Gence ve Berde şehirlerine balistik füzeler ve misket bombalarıyla saldırıda
bulunulmuştur. Bu saldırılar sonucu her iki rayonda toplam 53 sivil hayatını kaybetmiş
ve 200’den fazla sivil yaralanmıştır. Gerçekleştirilen çalışma ziyaretinde Gence’deki
tahribat bizzat yerinde müşahede edilmiştir. Enkaz altından çıkartılan çocukların
cansız bedenleri yaşanılan acıyı daha da katlamıştır. Uluslararası İnsancıl Hukukun
temelini oluşturan 1949 Cenevre Sözleşmeleri ve bunlara Ek 1977 tarihli Protokoller
ile UCM Roma Statüsü çerçevesinde Ermenistan’ın gerçekleştirdiği saldırıların birer
savaş suçu olduğu şüphe götürmemektedir. Zira Uluslararası İnsancıl Hukuk sivillerin
korunmasını hedeflemekte ve sivillerin zarar görmesine sebebiyet verebilecek faaliyetleri
yasaklamaktayken bahse konu saldırılarda Ermenistan tarafından sivil mallar ile askeri
hedefler birbirinden ayırt edilmeksizin direkt olarak siviller ve sivil yapılar hedef alınmış;
orantısız silahlar kullanılmıştır. Cenevre Sözleşmelerinin Ek 1. Protokolünde; sivil halk
arasında ciddi kayıplara neden olacağı durumlarda, askeri hedef teşkil etseler dahi barajlar,
su kanalları ve nükleer elektrik üretim tesisleri gibi tehlike arz eden unsurlar barındıran
yapılar ya da tesislerin saldırıya hedef olması yasaklanmaktadır. Çalışma ziyaretinde bizzat
yerinde incelenen Mingeçevir şehrinde Güney Kafkasya Bölgesinin en büyük enerji
santralinin ve su barajının bulunmasına rağmen şehre kullanımı yasak balistik füzeler ile
saldırıldığı göz önünde bulundurulduğunda bu da açık bir savaş suçudur. Zira füzeler
baraja ve hidroelektrik santrale denk gelmemesi şans eseri birçok yerleşim yerini sular
altında bırakarak çok ciddi sivil kayıplar verilmesinin önüne geçmiştir.
Her ne kadar 10 Kasım 2020 tarihinde ateşkes imzalanmış ve çatışmalar durmuş olsa da
12’si çocuk olmak üzere 94 sivil hayatını kaybetmiştir. Hayatta kalanların ise acılarını ve
travmalarını uzun süre atlatmalarının zor olacağı aşikârdır. Sonuç olarak 27 Eylül 2020
tarihi itibarıyla Azerbaycan sivil halkına ve sivil yerleşim yerlerine yoğun bir şekilde
saldırılar başlatan Ermenistan, caydırıcılığı siviller üzerinden sağlamaya çalışarak, askeri
avantaj sağlamayacak hedeflere saldırarak, onlarca sivilin hayatını kaybetmesine sebep
olarak 10 Kasım tarihli ateşkese kadar uluslararası anlaşmaları, uluslararası insancıl
hukuku hiçe saymıştır ve savaş suçu işlemiştir. Bu suça sebebiyet verenlerin hiç şüphesiz
ki yargılanması gerekmektedir. Dünyadaki hiçbir insan hakları savunucusunun veya
örgütünün buna sessiz kalmaması; çabaların tavsiyeden öteye gitmesi ve harekete
geçilmesi gerekmektedir. Ateşkes ile çatışmaların durması gerçekleşen savaş suçunu
ortadan kaldırmamaktadır. Ayrıca benzer insan hakları ihlallerinin bir daha yaşanmasını
engellemek adına da harekete geçilmesi gerekmektedir.
Söz konusu ihlallerin ortaya konması ve tüm insan hakları savunucularının bu konuda
harekete geçirilmesi hedefiyle hazırlanan raporu İngilizceye de çevirerek öncelikle
Kurumumuz internet sitesinde yayınlanmıştır. Ayrıca raporun birer örneği Dünya
Ombudsmanları, Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi, AİHM gibi ilgili Uluslararası
Kuruluşlar, Ülkemizdeki yabancı misyon temsilcilikleri ile de paylaşılmıştır.
180 2020 YILLIK RAPOR