Page 43 - KDK
P. 43
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
Bilindiği üzere “hukuki güvenlik” ve “belirlilik” ilkeleri, Anayasa'nın 2’nci maddesinde
yer alan hukuk devletinin temel ilkelerini oluşturmaktadır. Anayasa Mahkemesi kararında
ifade edildiği üzere Belirlilik İlkesi, yasal düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden
herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır ve uygulanabilir
olması ayrıca kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi de
gereklidir. Belirlilik ilkesi, hukuksal güvenlikle bağlantılı olup birey hangi somut eylem ve olguya
hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun bağlandığını, bunların hangi müdahale yetkisini
doğurduğunu bilmelidir. Birey ancak bu durumda kendisine düşen yükümlülükleri öngörebilir
ve davranışlarını belirler. Hukuk güvenliği, normların öngörülebilir olmasını, bireylerin
tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerde bu
güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar. (Anayasa Mahkemesinin
18/01/2018 tarih ve E.2017/129, K.2018/6 sayılı Kararı)
Anayasada öngörülen temel hak ve hürriyetlerin kullanılması ve insan haklarının insan
hayatına egemen kılınması için Devlet, bireylerin hukuka olan inançlarını ve güvenlerini
korumakla yükümlüdür. Bireyin devlete güven duyması, ancak hukuki güvenliğin sağlandığı
bir hukuk devleti düzeninde mümkün olabileceğinden dünyanın pek çok ülkesinde olduğu
gibi ülkemizde de Kamu Denetçiliği Kurumu tesis edilmiştir.
Zira günümüzde demokratik, modern ve katılımcı yönetim anlayışında idarelerden sadece
hukuka uygun hareket etmeleri değil; aynı zamanda iyi yönetim ilkelerine de uygun
işlem tesis etmeleri beklenmektedir. Bu bağlamda idareler kamu hizmeti verirken, hukuk
devletinin bir gereği olan, “hesap verilebilirlik”, “öngörülebilirlik” ve “belirlilik” ilkelerini
de göz önünde bulundurmak ve bu ilkelere uygun hareket etmek zorundadır. Kamu
Denetçiliği Kurumu da, anlaşmazlık konusu olan kötü yönetim uygulamalarını verdiği
karar ve raporları ortaya koymakta, gerektiğinde bu raporların kamuoyu ile paylaşarak kötü
yönetime sebep idare üzerinde anlaşmazlığı düzeltmesi için baskı oluşturmaktadır.
Anayasal güvenceye sahip olan ve Anayasa’nın “Dilekçe, bilgi edinme ve kamu denetçisine
başvurma hakkı” başlıklı 74’üncü maddesinde; “... Herkes, bilgi edinme ve kamu denetçisine
başvurma hakkına sahiptir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına bağlı olarak kurulan
Kamu Denetçiliği Kurumu idarenin işleyişiyle ilgili şikâyetleri” incelemekle görevlendirilen
Kamu Denetçiliği Kurumu, 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu ile kurulması
sonrasında verdiği kararlar, hazırladığı özel raporlar ve iyi yönetim ilkeleri, insan hakları,
kişilerin hak arama kültürlerinin artırılması konusundaki farkındalık çalışmaları sonucunda
giderek güçlenmiş ve idareler ile vatandaş nezdinde kabul görmüştür.
Kamu Denetçisi (Ombudsman) ise, günden güne gittikçe büyüyen ve karmaşık bir yapı
haline gelen kamu idaresinin uygulamalarını insan hak ve özgürlükleri bağlamında ele
alarak kararlarında idarelere yol gösterici ve iyileştirici bir yaklaşıma yer vermiş bu suretle
vatandaşın sorununu çözmüş ve iyi yönetim ilkelerinin gelişmesine katkı sağlamıştır.
Denetçiliğimizin görev alanında bulunan mahalli idarelerin özellikle belediyelerin
yürüttükleri hizmetlere ilişkin olarak yapılan şikâyetlerde tavsiye kararları, dostane çözüm
42 2020 YILLIK RAPOR