Page 706 - calisma-ve-sosyal-guvenlik-2
P. 706

Tüm bu düzenlemelerde ortak nokta, tescilin belirtilen tarihlerden
            sonra yapılmasına karşın, Kanunda tanınan süreler içinde borçlanma
            hakkının kullanılabilecek olmasıdır. Kaldı ki Anayasa Mahkemesi’nce
            iptaline karar verilmiş olan 619 sayılı KHK, borçlanma hakkı için bir
            süre de öngörmemiştir. Anılan hükümle belirtilen şartları yerine ge-
            tiren kişiler maddede belirtilen sürelere ilişkin prim tutarlarını öde-
            yerek o döneme ilişkin süreleri sigortalı saydırabileceklerdir. Anılan
            düzenleme ile borçlanma hakkı, 4.10.2000 tarihinden sonra zorunlu
            sigortalı  olarak Bağ Kur’a tescil  edilmiş olanlardan, daha önce vergi
            kaydı bulunanlara tanınmıştır.

               Kanunda, sigortalılık hak ve yükümlülüklerinin başlaması için ön-
            görülen tarihlerden itibaren, borçlanma hakkı belirtilen bu süreler
            dahilinde kullanılmalıdır. Bu süreler içinde borçlanma hakkının kul-
            lanılmaması halinde ise, sonrasında Bağ Kur sigortalılığının tespitine
            olanak bulunmamaktadır. Bilindiği gibi, 1479 sayılı Kanunda 506 sa-
            yılı Sosyal Sigortalar Kanununun hizmet tespitine ilişkin 79/10. mad-
            desine koşut bir düzenleme bulunmamaktadır.
               Davaya konu olayda, Kuruma tescil başvurusunda bulunulan ta-
            rihte, 619 sayılı KHK’nin Geçici 1. maddesi Anayasa Mahkemesinin
            8.8.2001 tarihinde yürürlüğe giren kararı ile iptal edilmiştir. Benzer
            bir düzenlemeyi öngören 4956 sayılı Kanun ile değişik 1479 sayı-
            lı Kanunun Geçici 18. madde hükmü ise Kanunun yayım tarihi olan
            2.8.2003 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiş bulunmakta olup, tescil
            talep tarihi dikkate alındığında her iki hükmünde somut olayda uygu-
            lanma olanakları bulunmamaktadır. Bu durumda HUMK 76. maddesi
            de dikkate alınarak anılan tarih itibariyle yürürlükte bulunan mevzuat
            hükümlerine göre uyuşmazlığın çözümünde yasal zorunluluk bulun-
            maktadır.

               22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Kanun ile 1479 sa-
            yılı Kanunda yapılan değişiklikte; “gerçek ve götürü usulde gelir ver-
            gisi mükellefi olanlar, Esnaf ve Sanatkarlar Siciline kayıtlı bulunanlar
            veya kanunla kurulu meslek kuruluşuna usulüne uygun kayıtlı bulu-
            nanlar” dan, gelir vergisi mükellefi olanlar, mükellefiyetin başlangıç
            tarihinden,  gelir vergisinden muaf olanlar ile vergi kaydı bulunma-
            yanlar da Esnaf ve Sanatkarlar Siciline veya kanunla kurulu meslek






                                                               KAMU DENETÇILIĞI KURUMU  705
   701   702   703   704   705   706   707   708   709   710   711