Page 188 - geri itme ozel raporu son
P. 188
“Pushback” of Human Rights / Ege Denizi’ndeki Geri İtmeler ve Boğulan İnsan Hakları Özel Raporu
lanarak gerekli bilgilendirme yapılmalı, danışmanlık sağlanmalı, bireysel görüşme yapılarak yazılı rapor
hazırlanmalı, izlenecek prosedür hakkında bilgi verilmeli ve talepleri alınmalı, girişin kabul edilmemesi
durumunda yetkilendirilmiş bir idari merci tarafından gerekçeli bir karar verilmeli, olumsuz karara karşı
ise itiraz imkanı, hukuki yardım, ücretsiz adli yardım ve temsil imkanı sağlanmalıdır.
Ayrıca sınırdan geçen kişilere statüleri netleştirilene kadar gerekli güvenlik ve ekonomik desteğin sağ-
lanması, sınıra düzensiz girmeden dolayı özgürlüklerinden yoksun bırakılma ya da cezalandırma gibi
uygulamaların yapılmaması, küçükler, refakatsiz çocuklar, engelli kişiler, yaşlı insanlar, hamile kadınlar
gibi hassas kişilerin özel durumlarının dikkate alınması, çocuklar ile ilgili verilecek her kararda “çocu-
ğun yüksek yararı”nın gözetilmesi, keyfi olarak idari gözetim altına alınamama, gerekli olmadıkça hare-
ketlerin kısıtlanmaması, refakatsiz çocukların ve çocuklu ailelerin idari gözetim altında kapatılmasının
ancak son çare olarak kısa süreli düşünülmesi, olumsuz kesin bir karar verilmesine kadar mültecilere
tanınan hak ve özgürlüklerden faydalanılabilmesi AB hukukunun gereğidir.
Geri itme uygulamaları ise kişilerin uluslararası hukuk uyarınca sahip oldukları güvenceler-
den yararlanmaksızın kısa yoldan sınır dışı edilmesi şeklinde gerçekleşmektedir. Geri itme
başlı başına hukuka aykırı olduğu gibi geri itme uygulaması yapılırken pek çok insan hakkı
da ihlal edilebilmektedir.
Yunanistan bağlı olduğu AB müktesebatının yanı sıra 1951 Cenevre Sözleşmesi’ne ve geri gönder-
meme ilkesine de yer verilen 1967 Mültecilerin Statüsüne Dair Protokol’e taraf ülke konumun-
da bulunmaktadır. Dolayısıyla Yunanistan’ın, ülkelerindeki savaş nedeniyle kaçan her bir ülke vatan-
daşının sığınma başvurusunu alma ve olabildiğince kısa süre içinde bu başvuruları sonuca bağlama
zorunluluğu bulunmaktadır.
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği tarafından yapılan açıklamada, devletlerin sınırlarını kontrol
2
etme ve düzensiz hareketleri yönetme hakkı olduğu ancak aynı zamanda aşırı ve orantısız güçten
sakınarak sığınma başvurularını usulüne uygun şekilde ele alacak bir sistem sağlaması gerektiği, ne
1951 Cenevre Sözleşmesinin ne de AB mülteci hukukunun sığınma başvurularının askıya alınmasına
herhangi bir yasal dayanak sağlamadığı, bir ülkenin sınırlarına düzensiz giren kişilerin derhal yetkililere
sığınma talebi olduğunu belirtmeleri halinde cezalandırılamayacakları hatırlatılmıştır.
Uluslararası hukuka ve AB hukukuna göre bir devletin yetki alanından diğer bir devlete gönderilmesi
planlanan kişilerin belli güvencelerden yararlanma hakkı bulunmalıdır. Uluslararası koruma hukuku-
nun en temel ilkelerinden biri olan ve hiçbir mültecinin zulüm tehdidi altında olduğu bir yere gönde-
rilemeyeceğine ilişkin “geri göndermeme” (non-refoulement) ilkesi, devletlerin herhangi bir kimseyi
doğrudan ya da dolaylı olarak göndermelerini yasaklamaktadır. Aynı zamanda bu ilke devletlerin bu
kişilere, gönderilme kararına itiraz edebilmeleri için fırsat sağlama yükümlülüğü getirmektedir.
Devletlerin, statüsüne bakılmaksızın ve herhangi bir ayrım gözetmeksizin, topraklarında ya da yet-
ki alanları veya etkin kontrolleri dahilinde bulunan herkesin insan haklarına saygı gösterme, bunları
2 BM Mülteciler Yüksek Komiserliği tarafından yapılan 2 Mart 2020 tarihli açıklama için bkz. https://www.unhcr.org/news/pres-
s/2020/3/5e5d08ad4/unhcr-statement-situation-turkey-eu-border.html; Erişim Tarihi: 05/09/2021.
186