Page 141 - ilitam-dergisi
P. 141
İLİTAM DIN EĞITIMI VE ILAHIYAT LISANS TAMAMLAMA PROGRAMI
demiş ki: “Hepsini veremeyiz, kaburga kemiklerinden şöyle bir parça verelim.”
Almış onu getirmişler, Moskova’daki en büyük katedralin içine koymuşlar ve
insanlar yağmurun altında kilometrelerce kuyrukta, onu görmeye gidiyorlar.
Tatyana Hanım kimya profesörü, KGB’de yetişmiş general, şimdi de ombuds-
man olmuş. Yani birçok özellikleri var, komünist dönemde yetişmiş. “Tatyana
Hanım, biz de bir gidip görelim, nasıl bir şey ki insanlar ilgileniyor.” dedim.
Komünizmden önce çarlık döneminde kilise varmış orada, Stalin yıkmış, yüzme
havuzu yapmış. Komünizm yıkılınca da 1992’de yüzme havuzunu bozmuşlar,
genişletmişler ve kulesi 114 metre olan bir katedral yapmışlar. Katedralin üstü-
ne çıkardı bizi, insanlar böyle vızır vızır işliyor. Aşağıya da indik, gittik, KGB gene-
rali, Profesör Tatyana Hanım da kuyruğa girdi, önce papazın elini öptü, papaz da
35 yaşlarında, böyle sakallı, simsiyah giysili, ondan sonra gitti sandukanın kena-
rını öptü, ondan sonra gitti kilisenin eşiğini öptü. Türkiye’de olsa böyle bir şey ne
derler acaba? Ama sadece orada değil bütün dünyada bu böyle, dine karşı bir
talep var. Kamuda, eğitimde veya diğer alanlarda görev yapanların da sorumlu-
luğu, bu talebi siyasetçilerin anlayacağı dile döküp onlara çözüm önerisi olarak
getirmek. Bizim gayretimiz, çabamız buydu arkadaşlar, sakın kararımız veya bu
çabamız yanlış yorumlanmasın.
Şimdi, bu alanı çözeceğiz, çözmemiz gerekiyor, başka çaresi yok, bu bir ta-
lep. Eğer biz bunu çözmezsek merdiven altı hocaları çıkar, bilmem neler çıkar,
ondan sonra bambaşka bir Türkiye’yle karşılaşırız, bambaşka sorunlarla karşıla-
şırız. Ama çok şükür, Türkiye’de bunu çözebilecek insan gücü, potansiyeli, biri-
kimi var. Ama biraz daha sistematik olması gerekiyor çalışmalarımızın. İnşallah,
bizim katkılarımız olacak buna. Ben bütün bu anlatılanları alıyorum, şöyle, bin
dört yüzyıl öncesine gidiyorum, cehalet toplumu, Peygamber Efendimiz çıkı-
yor, o cahiliye toplumunda insanlara İslam’ı, Hakk’ı tebliğe başlıyor. Görevini
tamamlıyor, en son veda hutbesinde -Cenab-ı Allah bilmiyor mu görevini yap-
tığını?- soruyor “Arkasından şahit ol ya Rab.” diyor, sorumluluğunu yerine getir-
diğini bütün dünyaya ilan ediyor veda hutbesinde. Onun dizinin dibinde çok
kısa sürede yetişmiş olan insanlar yine çok kısa sürede Müslümanlığı Çin’den,
Asya’nın içlerinden Afrika’nın içlerine ve Avrupa’nın içlerine Endülüs üzerinden
ta Fransa’ya kadar getiriyorlar. Bunun tarihinin ne kadar kısa olduğunu hepimiz
biliyoruz, öyle asırlarda falan değil. Aman Allah’ım, neydi bu insanlar, nasıl öğ-
OCAK 2020 141