Page 61 - Ön kapak-merged (1)
P. 61

İyi Yönetim İlkeleri Rehberi




                   Tarafsızlık ilkesinin başka bir görünümü ise idare yetkililerinin görevli olduğu
                   işlerde kişisel, ailevi ve benzeri nedenlerden bağımsız hareket etmeleridir.
                   Bu  durum  yetkililerin  kendisini  ya  da  bir  yakının  menfaatini  etkileyecek
                   hiçbir karar ve sürece dâhil olmamasını gerektirmektedir. Bu hususa ilişkin
                   olarak mevzuatımızda birçok düzenlemeye yer verilmiştir.
                   2531 sayılı Kamu Görevlerinden Ayrılanların Yapamayacakları İşler Hakkında
                   Kanunun 2’nci maddesinde genel bir düzenlemeye yer verilmiş, Kanunun
                   1’inci maddesinde sayılan kamu kurum ve kuruluşlarındaki görevlerinden
                   hangi sebeple olursa olsun ayrılanların, ayrıldıkları tarihten önceki iki yıl
                   içinde  hizmetinde  bulundukları  daire,  idare,  kurum  ve  kuruluşlara  karşı
                   ayrıldıkları  tarihten  başlayarak  üç  yıl  süreyle,  o  daire,  idare,  kurum  ve
                   kuruluştaki görev ve faaliyet alanlarıyla ilgili konularda doğrudan doğruya
                   veya  dolaylı  olarak  görev  ve  iş  alamayacağı,  taahhüde  giremeyeceği,
                   komisyonculuk  ve  temsilcilik  yapamayacağı  ve  özel  kanunlarındaki
                   yasaklayıcı hükümlerin saklı olduğu düzenlenmiştir.
                   4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 11’inci maddesinde ise, ihaleyi yapan
                   idarenin ihale yetkilisi kişileri ile bu yetkiye sahip kurullarda görevli kişiler
                   ile ihaleyi yapan idarenin ihale konusu işle ilgili her türlü ihale işlemlerini
                   hazırlamak,  yürütmek,  sonuçlandırmak  ve  onaylamakla  görevli  olanların
                   kendileri,  eşleri  ve  üçüncü  dereceye  kadar  kan  ve  ikinci  dereceye  kadar
                   kayın  hısımları ile evlatlıkları ve evlat edinenlerinin ihaleye katılamayacağı
                   düzenlenmiş,  Kanunun  17’nci  maddesinde  bu  duruma  yasak  fiil  ve
                   davranışlar arasında yer verilmiştir.
                   Yine konuyla ilgili başka bir örnek ise, Vergi Usul Kanununun 5’inci ve 6’ncı
                   maddelerinde  yer  alan  düzenlemelerdir.  Söz  konusu  maddelerde  vergi
                   muameleleri  ve  incelemeleri  ile  uğraşan  memurlar,  vergi  mahkemeleri,
                   bölge idare mahkemeleri ve Danıştay’da görevli olanlar, vergi kanunlarına
                   göre  kurulan  komisyonlara  iştirak  edenler  ile  vergi  işlerinde  kullanılan
                   bilirkişilerin;  kendilerine,  nişanlılarına  ve  boşanmış  olsalar  bile  eşlerine,
                   kan  veya  sıhri  usul  ve  füruuna,  evlatlığına  veya  kendisini  evlat  edinene
                   yahut  kan  hısımlığında  üçüncü  (Bu  derece  dâhil),  sıhri  hısımlıkta,  bu
                   hısımlığı meydana getiren evlenme ortadan kalkmış olsa bile, üçüncü (Bu
                   derece  dâhil)  dereceye  kadar  olan  civar  hısımlarına  ve  kanuni  temsilcisi
                   veya  vekili  bulundukları  kimselere  ait  vergi  inceleme  ve  takdir  işleriyle
                   uğraşamayacakları düzenlenmiştir.
                   Avrupa Doğru İdari Davranış Yasasının 8’inci maddesinde ise, yetkililerin
                   tarafsız ve bağımsız olacağına, kamu üyelerini olumsuz yönde etkileyecek
                   keyfi  işlemden  ve  aynı  zamanda  gerekçesi  ne  olursa  olsun  ayrıcalıklı
                   uygulamadan  kaçınacağı,  yetkililerin  davranışının  asla  kişisel,  ailevi  ya
                   da  milli  menfaatler  veya  politik  baskılar  tarafından  yönlendirilmeyeceği,
                   yetkililerin kendisi ya da yakın bir aile ferdinin maddi bir menfaatinin olduğu
                   hiçbir karara katılmayacağı vurgulanmaktadır.




          60
   56   57   58   59   60   61   62   63   64   65   66