Page 112 - 6. yılında ombudsmanlık web
P. 112

deyip bir vicdani muhasebenin içerisine girecek, değilse öbür tarafta istediğiniz kadar
            kanuna yazın, vesaireye yazın. Ben size çok açık misal vereyim. Anayasa’nın 138’inci
            maddesine bakın, “Görülmekte olan davalarla ilgili yasama meclislerinde görüşme
            yapılamaz.” Biz sabahtan akşama ne görüşüyoruz burada, sabahtan akşama? Görül-
            mekte olan davaları konuşuyoruz, genel yargıyı konuşmuyoruz, yargının sorununu.
            “Filanca dava, şöyle hâkim, böyle savcı.” Anayasa’ya yazmışız, yeni de yazılı değil,
            eski anayasalarda da var. Demek ki bir şeyi kanuna yazmak değil, onun kültürünü
            özümsemek lazım. Onun için her ne kadar “tavsiye kararı” diyorsa da hukuka saygılı
            idareler onu tavsiye olarak almaz, eğer ben bu kurumun bana gönderdiği kararın ge-
            reğini yapmazsam kamuoyunda bundan dolayı muaheze edilirim. Mesela örnek veri-
            len Norveç’tir, İsveç’tir, vesairedir eminim ki bu türlü kararlara uymaması iktidarların
            tercihi açısından önemlidir. Ben bu partiye oy vermem. Niye? “Ombudsman -zoraki
            söylüyorum bunu- kamu denetçiliği kararlarına uymuyor, hukuku yeteri kadar hesaba
            katmıyor.” der, oradaki seçmenin kararlarında belirleyici olur. Biz henüz o noktaya gel-
            mediğimiz için “emredici” diye yazmış olsak bile emredici kuralları bile zaman zaman
            arkadan dolanmanın yollarını bulmaya çalışıyoruz. Ama neticede böyle bir kurumun
            mevcudiyeti hem kişiler bakımından hem toplum hayatımız bakımından hem devlet,
            millet kaynaşması açısından önemli bir gelişmedir, önemli bir adımdır. İnanıyoruz ki
            bir altı yıl sonra, bir on beşinci yılda, bir yirminci yılda bugün burada değerli hoca-
            larımızın, arkadaşlarımızın dile getirdiği hususların bir kısmını daha geride bırakmış
            olacağız ama o zaman da başka sorunlar olacak, onları da konuşmuş olacağız.
               Ben hepinize çok teşekkür ediyorum katıldığınız için. Şimdi, kamu denetçiliği dı-
            şında bir şey söyleyeceğim, kamu denetçiliği dışında. Bunu ben eskiden de söylerim.
            Şimdi, evvela bu kurumun ilk telaffuzunda epey zorluk oldu. “Ombudsman, ombu-
            dsman…” Şimdi, bizim vatandaşımız bunu neye benzetti acaba? Ombudsman tabiri
            bizim diksiyon olarak da fonetik olarak da dil yapısı itibarıyla da çok itibar edeceğimiz
            bir kavram değil. Mademki karşılığında Kamu Denetçiliği Kurumu var, tartıştık “halkın
            avukatı” olsa mıydı, olmasa mıydı, başka bir şeyler ama sonuçta buna karar verilmiş.
            Bu da en azından ombudsman kavramından… Şimdi bilmecbur kullanıyorum bunu.
            Şimdi benim bu konuyu Meclise sunduğum tarih 14 Haziran 2006, 115’inci birleşim.
            Kanun tasarını Meclise sevk etmişiz, komisyondan geçmiş, Genel Kuruldaki konuş-
            mada bir yerde ombudsmanlık kavramını kullanmışım. O da nereden? O da şuradan:
            Zaruretten. Diyoruz ki: “Çağdaş bir kurum ve tarihî geçmişi olan kamu denetiçiliği, om-
            budsmanlık –her yerde farklı- kamu hakemliği veya halkın avukatlığı…” Onun dışında
            ben bu kurumu anlatırken yabancı hiçbir kelime kullanmamışım.







        110   14 ŞUB A T 2019
   107   108   109   110   111   112   113   114   115   116   117