Page 56 - 6. yılında ombudsmanlık web
P. 56

BAŞKAN

               - …yine bir kısım sempozyumlar, toplantılar, vesaireler yapıldıktan sonra 2006 yı-
            lında Türkiye Büyük Millet Meclisine sevk ettik, yasasını çıkardık 2006’da fakat o za-
            manki Sayın Cumhurbaşkanı bu yasayı geri gönderdi, “Anayasal dayanağı yok.” diye.
            Meclis ısrar etti bu defa, ondan sonra da -biliyorsunuz geri gönderme yetkisi yok
            sayın cumhurbaşkanlarının- Anayasa Mahkemesine götürdü, Anayasa Mahkemesi de
            “Anayasal dayanağı yoktur.” diye iptal edince işte araya üç sene, dört sene, beş sene
            girdi, 2010’daki Anayasa değişikliğiyle Anayasa’ya koyduk, sonra da bugünkü noktaya
            geldik. Evvela, o günden beri emeği geçen arkadaşlarımıza, bugün kurumda görev
            yapan değerli başkanlarımıza, uzmanlara, denetici arkadaşlarımıza başarılar diliyor,
            teşekkür de ediyoruz.

               Aslında böyle bir kuruma gerçekten ihtiyaç var. Neden ihtiyaç var? Bu, sadece Tür-
            kiye’nin ihtiyacı olarak gözükmüyor ama bizde daha fazla ihtiyaç var çünkü vatandaş-
            lık bilinci arttıkça, vatandaşın gerek birbiriyle gerekse devletle olan ihtilafları arttıkça
            klasik yöntemlerle bunları azaltma imkânı yok. Eminim, sabahki açılış toplantısına
            katılan yargı başkanları da buradaydı, hepsinin birinci şikâyeti: “Şu kadar dosya var,
            bu kadar dosya var; şu kadarını çıkardık, bu kadarını çıkarmadık.” Hep rakamlar üze-
            rinden ve iş yükünün ağırlığından bahsediliyor. Peki, bunu nasıl çözeceksiniz? Büyük
            büyük binalar yapıyoruz, hiç durmadan mahkemeler kuruyoruz ama bu söylenen sorun
            ortadan kalkmıyor. Onun için Batı dünyasında da “alternatif uyuşmazlık çözümleri”
            diye Avrupa Konseyi bünyesinde oturumlar yapıldı, ben de Adalet Bakanı olduğum
            dönemde bunlara katıldım. Zannettik ki iş yükü meselesi, davaların uzaması mesele-
            si hep bizde var. Mesela Avusturya’da yok, Almanya’da yok, Fransa’da yok. Tabii, ben
            Yozgatlıyım, bir tabir var “Uzak yerin somunu büyük olur.” diye. Biz hep kendimizi gör-
            dük, orada bir şey yok. Hâlbuki orada da davaların çok uzun sürmesinden, iş yükünün
            artmasından onlar da şikâyetçi. Dolayısıyla Avrupa Konseyi bünyesinde, Avrupa Birliği
            bünyesinde acaba yargı yoluna gitmeden işin başlangıcında bir başka yöntemle bu
            ihtilafları çözebilir miyiz, dostane çözümler bulabilir miyiz? İşte “alternatif uyuşmazlık
            çözümleri” başlığı altında birçok teklif konuşuldu, bunların bir kısmını yasalaştırdık.
            Nitekim, işte ara buluculuk sistemi hukuk alanında, ceza alanında uzlaştırma; bana
            göre her iki alanda da bu işin biraz daha genişlemesi lazım. Bir de işte Kamu Denetçi-
            liği Kurumu gündeme geldi, yasasa çıktı. Çok şükür, altı yıldan beri de belli konularda
            yoğun bir çaba gösteriliyor.

               Şimdi, tabiatıyla bu kurumun istenilen sonucu elde edebilmesi bakımından evvela
            bu kurumun iyi tanınması lazım. Ben, hâlen, bunca çabaya, bunca gayrete rağmen
            -ki bu defa epey basında da yer aldı- vatandaşlarımızın, bu kurum ne yapar, ne eder,
            işi nasıl çözer, ne yapıyor; bunu yeteri kadar bildiği kanaatinde değilim. Onun için bu



         54   14 ŞUB A T 2019
   51   52   53   54   55   56   57   58   59   60   61