Page 94 - 6. yılında ombudsmanlık web
P. 94

Şimdi, ombudsman her ne kadar uygulamaya yönelik bir kavram olsa da ya da bir
            kurum olsa da bilimsel bir kökeni de var yani beslendiği, geliştiği bilimsel bir kökeni
            de var o yüzden ombudsmanın bilimselliğinden konuşmaya kalktığımızda bir temel
            kurmamız lazım.

               Evet, ilk ombudsman yazan bilim adamlarına baktığımızda daha çok Amerikalı,
            İngiliz, Kanadalı ve Avustralyalı daha sonra Anglosakson kökenli hocalar olduğunu
            görüyoruz, daha çok böyle üniversite kökenli. Dolayısıyla dünyada bunun popüler ol-
            masında, pazarlamasında Anglosakson kökenli hocaların büyük payı olmuştur. Ancak
            tabii ki, ben de şu görüşe katılıyorum: Ombudsmanın kökeni Osmanlı ve Türk-İslam
            geleneğindedir ancak günümüzdeki manada modern ombudsman Anglosakson köken-
            lidir. Çünkü ombudsmanlığın temelinde lütuf değil, daha çok görev vardır yani hukuk
            devletlerinin bir gereği olarak yani o kanunlardan, Anayasa’dan aldığı görevi yerine
            getirir ve amacı bireylerin özgürlüğünü, daha sonrasında bireysel haklarını korumak-
            tır. Şimdi, bilimsel temeline geldiğimizde, hamurunda liberalizm olduğunu görüyoruz
            yani mayasında yani bugünkü modern bizim konuştuğumuz ombudsmanın temelinde
            liberalizm var. Yani bilmiyorum, belki bazı hocalarım eleştirebilir onu. Evet, tarihsel
            kökenine baktığımızda 1950’ye kadar 2 tane İsveç ve Finlandiya’da, 1950’den günümü-
            ze kadar ne hikmetse yaklaşık 195 ülkede, hemen hemen Birleşmiş Milletlere kayıtlı
            bütün ülkelerde ombudsmanlık teşkilatı kurulmuştur. Evet, tabii ki, bu bir tesadüfle
            açıklanamaz yani burada derin tarihsel bir konjonktür ve dönem var; dönemin siyasi,
            sosyal, kültürel, ekonomik şartları var. Evet, “Nedir?” diye sorarsanız, çok kısa bunlara
            değinirsem yani “Ne oluyor da 1950’den sonra bir anda bu her yerde kurulmaya baş-
            lanıyor?” Bunun da çeşitli dinamikleri var. Bunlardan birincisi: Hukuk devletine olan
            özlem. Artık dünya savaşlarla bunalmış, ağır kayıplar verilmiş ve demokrasiye özlem
            var dünyada.
               İkinci olarak: Avrupa İkinci Dünya Savaşı’nda neredeyse tamamen yıkıldı, şehirler
            yerle bir edildi, özellikle Almanya’nın şehirleri, Berlin başta olmak üzere, yine Slav
            ülkeler bombardımanla yok edildiler ya da şehirleri harap oldu. İşte, 1950’den sonra,
            savaş bitip barış başladıktan sonra bu kötü durumu ortadan kaldırmak için devlet
            dizginleri ele aldı, güçlü bir devlet ortaya çıkmaya başladı. Tabii ki devlet güçlenince
            vatandaşlarla olan karşılıklı ilişkileri de arttı ve vatandaşlar ile kamu yönetimi arasın-
            daki ilişki artınca tabii ki bu ilişkiye dayalı olarak şikâyet sayılarında da artış görüldü.
            İşte, “Ne olur da bu vatandaşları memnun ederiz?” görüşüyle ülkeler ombudsmanlık
            teşkilatlarını kurmaya başladılar.

               Evet, bir diğeri: 1980’lerde hâkim olmaya başlayan sosyal bilimler alanındaki ge-
            lişmeler, dünya ekonomik krizleri dünya konjonktürünü değiştirdi ve kapitalizm buna-



         92   14 ŞUB A T 2019
   89   90   91   92   93   94   95   96   97   98   99