Page 499 - sosyal-haklar-ve-alanlar
P. 499
hükümler tesis edebilmektedirler. Bu durum, idareye tanınan takdir
yetkisinin objektif bir hale gelmesi, hem kişiler hem de idare yönün-
den herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde
açık, net, anlaşılır ve uygulanabilir kuralların ortaya konması, idare-
nin eşitliğe aykırı ve keyfi uygulamalarına karşı koruyucu bir önlem ol-
ması, bireylerin idarenin eylem ve işlemlerde kendilerine uygulanacak
hukuk kurallarının neler olduğunu bilmesi ve davranışlarını ona göre
ayarlayabilme imkânına sahip olması ve böylece hukuki belirliliğin
sağlanması açısından hukuk devleti ilkesinin bir gereği olarak kabul
edilmektedir.
26) İdarenin düzenleyici işlemleriyle ilgili olarak, tüzük ve yönet-
melik dışında Anayasa’da herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.
Bu konuda doktrinde genel kabul gören görüş, idarenin düzenleme
yetkisinin anayasada düzenlenmiş olan tüzük ve yönetmeliklerle sı-
nırlı olmadığıdır. Zira, idare özü itibariyle kanun, kanun hükmünde
kararname, tüzük ve yönetmelikte yer alan hükümleri bireylere uygu-
larken, bağlı yetkinin söz konusu olmadığı durumlarda, takdir yetkisi
gereğince ortaya koyduğu usul ve yöntemlerle zımnen düzenleyici bir
işlem tesis edecektir. Bu nedenle, idarenin takdir yetkisini kullandığı
bu gibi durumlara ilişkin olarak, üst hukuk normlarına aykırı olmamak
ve bunlarla belirlenen sınırlar içinde kalmak koşuluyla, takdir yetkisi-
nin nasıl kullanılacağı konusunda, başkaca adlar altında (talimat, ge-
nelge, yönerge, sirküler, tebliğ, genel emir, duyuru, ilan, karar, usul ve
esaslar vb.) düzenleyici hükümler ortaya koyması, belirlilik ve düzenli
idare ilkesi açısından bir gerekliliktir. Anayasa’da sayılmamış olmaları
nedeniyle, bu gibi düzenleyici hükümleri içeren belgelere, doktrinde
“adsız düzenleyici işlemler “denilmektedir.
27) Bu çerçevede, asıl dikkat edilmesi gerekli olan husus, söz konu-
su adsız düzenleyici işlemlerin Anayasa’dan başlayarak kanun, kanun
hükmünde kararname, tüzük ve yönetmelikler gibi üst hukuk normla-
rı ile Ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde yer alan insan
haklarına ilişkin evrensel ilkelere aykırı olup olmadığı, bu konuda üst
hukuk normlarından kaynaklanan bir yetkinin bulunup bulunmadığı,
takdir yetkisinin kamu yararına ve kamu hizmetinin gereklerine uy-
gun olarak kullanılıp kullanılmadığıdır.
498 KAMU DENETÇILIĞI KURUMU