Page 65 - 2019 Yıllık Rapor web
P. 65

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU



                 İyi yönetim kavramı, kamu yönetimi, siyaset bilimi, işletme ve hukuk gibi birçok
                 disiplinin ortak çalışma alanına giren, kamu, özel ve sivil toplum sektörleri tarafından
                 farklı yönleriyle de olsa benimsenen geniş bir kullanım alanına sahiptir. 1990’lı yılların
                 sonlarına doğru ilk defa hukuki denetim ölçütü olarak da kullanılmaya başlayan bu
                 kavram, en genel anlamda, belirli bir faaliyeti yürütmek için öngörülen usul, ilke ve
                 kurallara uyulmasını ifade etmektedir.
                 İyi yönetim kavramının, kamu yönetiminin idari ve hukuki bir denetim ölçütü ve aynı
                 zamanda bir hak kategorisi olarak kabul edilmesi oldukça yeni bir gelişmedir. Bununla
                 birlikte, iyi yönetimin fikri ve tarihi temellerinin iktidar ve yönetim kavramlarının ortaya

                 çıkışı kadar eskiye dayandığı söylenebilir. Venedik Komisyonu tarafından hazırlanan bir
                 raporda iyi yönetimin “Aristo tarafından ahlaklı ve adil bir yönetici tarafından yönetilen
                 bir devletin anlatımında dile getirildiği” belirtilmektedir.
                 Tarihi süreçte, Sümerler ’de, Eski Mısır’da, Pers İmparatorluğunda, Eski Çin ve Hint,
                 Yunan ve Roma Medeniyetlerinde, hatta Aztek, İnka ve Maya Medeniyetlerinde iyi
                 yönetime ilişkin belirli ilke ve kurallara rastlanılmaktadır. Bu nedenle günümüzde, iyi
                 yönetim anlayışı kapsamında ele alınan ilke ve kuralların pek çoğunun temeli modern
                 devlet öncesi döneme dayanmaktadır. Özellikle yasallık, adalet, eşitlik, tarafsızlık ve
                 dürüstlük gibi ilkelere uygun bir yönetim biçimi, modern devlet öncesi dönemde de
                 yönetilenler tarafından kamu yönetiminden talep edilmiş ve siyasi düşünürlerce de dile
                 getirilmiştir.
                 Türk-İslâm devlet geleneğinde yönetici ve yönetilen ilişkilerinin müstakil eserlerde
                 ele  alınması  kadim  bir  gelenek  oluşturur.  Esas  itibariyle  yöneticinin  sahip  olması
                 gereken nitelikler, izlemesi gereken davranış ve etik kurallar ile yönetimin dayanması
                 gereken  temel  ilkeleri  içeren  kitap,  kitapçık  ya  da  siyasi  mektuplar,  “siyasetname”
                 ve “nasihatname” gibi adlarla ifade edilir. Siyasetname  ve Nasihatnameler izlenecek
                 politikalarda yöneticilere yol göstermeyi ve toplum yararına işlere yönlendirmeyi
                 amaçlar. Söz konusu tavsiyelerin birçoğu günümüzdeki iyi yönetim ilkelerinin karşılığı
                 niteliğindedir.

                 Son yüzyılda ise küreselleşme sürecinin etkisiyle toplumsal yapıların dönüşümü
                 sonucu yönetimden beklentilerin değişmesine bağlı olarak bireylerin yönetime
                 yönelik taleplerinin çeşitlenmesi ile birlikte yönetim modellerinde ve kamu yönetimi
                 anlayışlarında yeni gelişmeler beraberinde gelmiştir.
                 Bu kapsamda, bireylerin kamu hizmetlerinden daha hızlı ve sorunsuz bir şekilde
                 yararlanması, hizmetler sunulurken kamuoyunun talepleri göz önünde bulundurularak
                 katılımının sağlanması, kötü yönetimden kaynaklı aksamalar ile hak ihlallerinin
                 önüne geçilmesi, hizmet kusuru veya temel hak ve özgürlüklere müdahale söz konusu
                 olduğunda bireylerin hak arama yollarını etkin bir şekilde kullanmasının temin edilmesi
                 amacıyla şeffaflık, hesap verebilirlik ve bilgilendirme yükümlülüğüne riayet eden bir
                 yönetim modeli arayışları içine girilmiştir.
                 Ülkemizde, dünyadaki gelişmelere paralel olarak küreselleşme ve Avrupa Birliği üyeliği



              64 2019 YILLIK RAPOR
   60   61   62   63   64   65   66   67   68   69   70