Page 599 - egitim-ve-ogretim-hakki-3
P. 599

21.1) Nitekim, 03/07/2006 tarihli “Türkiye’nin Yükseköğretim
            Stratejisi” adlı belgede yükseköğretim  alanında  dünyada  yaşanmakta
            olan  yeni  teknolojilerin  ülkemizde  yeterince   yer bulmadığı, eski
            öğretim tekniklerinin üniversitelerde yerini koruduğu belirtilmekte;
            bunun “öğretme tekniklerine” yeterince önem verilmemesinden kay-
            naklandığı, Türkiye’de öğretimin büyük ölçüde metinlerin okunması
            ve belletilmesi üzerinden yapıldığı ifade edilerek, “Üniversite eğiti-
            minde,  eski  öğretim  tekniklerinin  hakimiyeti  sürmektedir.  Yükse-
            köğretim kurumlarında, sınırlı kaynaklardan yararlanarak hazırlanan
            ders notlarına ya da öğrenciye not tutturularak bellettirilme esasına
            dayanan bir öğretim yöntemi oldukça yaygındır. Derslerinde yeni öğ-
            retim teknolojilerinden yararlanan öğretim üyelerinin de genelde bu
            teknolojinin olanaklarından yeterli düzeyde yararlanmadıkları gö-
            rülmektedir. Bu durum, üniversitelerde “ne öğreteceğiz” sorusunun,
            “nasıl öğreteceğiz” sorusunun önüne geçmesiyle yakından ilişkilidir.
            “Nasıl öğreteceğiz” sorusuna önem verilmedikçe, yeni teknolojilerin
            doğru kullanımı gerçekleştirilemediği gibi, bu teknolojilerin öğretim
            kalitesine yapabilecekleri katkılardan da yeterince yararlanılamaz.” (s.
            189) denilmektedir.
               21.2) Aynı belgenin “Doktora ve Sonrası Eğitimli İşgücünü Artır-
            mak İçin Stratejilerin” yer aldığı bölümünde ise (s. 196) “Üniversite
            öğretim üyeliğine yapılan atamalarda daha çok bilimsel başarı üzerin-
            de durulmaktadır. Bu öğretim üyelerinin, başarılı bir öğretici olması
            için, yararlı olabilecek pedagojik formasyonları bulunup bulunmadı-
            ğı hesaba katılmamaktadır. Bu açığı kapamak için öğretim üyeliğine
            atanan bir kişinin pedagojik formasyonunu geliştirmesi için olanaklar
            yaratılmalıdır. Öğretim üyelerinin ne tür ve ne düzeyde bir pedagojik
            formasyona sahip olması gerektiğini her üniversitenin senatosu ka-
            rarlaştırmalıdır.” denilmektedir.
               22) Bu anlayışın uzun süredir yükseköğretim faaliyetlerinin plan-
            lama ve yürütülmesinde hakim olduğu anlaşılmaktadır. 14 sayılı pa-
            ragrafta yer verilen YÖK Yürütme Kurulunun 05/10/1999 tarih ve
            2691 sayılı kararı ile “bir üniversite adına bir diğer üniversitede lisan-
            süstü eğitim gören araştırma görevlilerinin “Gelişim ve Öğrenme” ve
            “Öğretimde Planlama ve Değerlendirme” derslerini alabilmeleri için
            üniversitelerin enstitü kurulları tarafından gerekli düzenlemelerin
            yapılması yönünde karar aldığı; YÖK’ün 07/04/2000 tarih ve 6961




           594   KAMU DENETÇILIĞI KURUMU
   594   595   596   597   598   599   600   601   602   603   604