Page 17 - Ön kapak-merged (1)
P. 17
İyi Yönetim İlkeleri Rehberi
XVII. asırda Koçi Bey tarafından Sultan IV. Murad’a sunulan risalelerde, her
dönemde geçerli olan genel kaideler ile birlikte; zamanın sorunlarının çözümü
için gerekli tedbirler, toplum düzeninin erdemleri, devletin düzenindeki
bozulmaların nasıl düzeltilmesine dair tespit ve öneriler yer almıştır.
Abbasiler’den başlayarak, Müslüman devletlerde kökleşerek gelişen Divan-ı
Mezalim, Osmanlı Devleti’nde Divan-ı Hümayun adını almıştır. Bu yapı ile halk
yakınmalarını doğrudan padişaha iletebilmiş ve bu vesile ile haksızlıkların önüne
geçilmeye çalışılmıştır. Yine Osmanlı Devleti’nde adaletnameler iyi yönetimi
gerçekleştirmeyi amaçlayan önemli bir hukuki vasıta olmuştur.
Batı’da iyi yönetim ilkelerinin hukuki düzenlemelere girmesi ve dolayısıyla
hukuki ve idari denetim ölçütü olarak kullanılmaya başlanmasını anayasacılık
hareketinin başlangıcına kadar götürmek mümkündür. İyi yönetim kavram olarak
anayasalarda yer almasa da, yazılı anayasaların çoğunda belli başlı iyi yönetim
ilkelerine yer verildiği gözlenmektedir. Ancak asıl gelişme, küreselleşme sürecinin
de etkisiyle toplumsal yapıların dönüşümü sonucu, yönetimden beklentilerin
değişmesine bağlı olarak halkın yönetime yönelik taleplerinin çeşitlenmesi ile
ortaya çıkmıştır. Bu gelişme yönetim modellerinde ve kamu yönetimi anlayışında
değişimi gündeme getirmiştir.
Yeni dönemde, bireylerin kamu hizmetlerinden daha hızlı ve sorunsuz bir
şekilde yararlanması, hizmetler sunulurken kamuoyunun taleplerinin göz
önünde bulundurularak halkın katılımının sağlanması önem kazanmıştır. Kötü
yönetimden kaynaklı aksamalar ile hak ihlallerinin önüne geçilmesi, hizmet
kusuru veya temel hak ve özgürlüklere müdahale söz konusu olduğunda
bireylerin hak arama yollarını etkin bir şekilde kullanması tartışılmaya
başlanılmıştır. Şeffaflık, hesap verebilirlik ve bilgilendirme yükümlülüğüne riayet
eden bir yönetim modeli arayışları içine girilmiştir. Bu arayışlara bağlı olarak
ortaya çıkan gelişmeler, devlet idaresindeki iyi yönetim olarak adlandırılmıştır.
Ombudsmanlık kurumlarının yaygınlaşması ve özellikle 1995 yılında faaliyete
başlayan Avrupa Ombudsmanının, AB Kurumlarının doğru idari davranışlarını
somut bir düzenlemeye kavuşturma çabasıyla iyi yönetim ilkelerinin hukuki ve
idari denetim ölçütü olarak gelişmesi mümkün olmuştur.
Türkiye’de Kamu Denetçiliği Kurumunun şikâyet başvurularını kabul etmeye
başlamasından sonra, iyi yönetim ilkelerinin hukuki ve idari denetim ölçütü
olarak değerlendirilmesinde yeni bir dönem başlamıştır.
İyi yönetim alanında son yıllarda gerek dünyada gerekse ülkemizde birçok olumlu
gelişme yaşanmıştır. Birçok hukuki nitelikteki belgede iyi yönetim anlayışının
benimsenmesi amacıyla kurallar ortaya konulmuş, yeni kurumlar ihdas edilmiş,
mevcut kurumlar yeni gelişmelere uyum sağlayacak biçimde yapılandırılmıştır.
Bu çerçevede iyi yönetim konusunda Avrupa Birliği ve ülkemizde, son yıllarda
ortaya çıkan birtakım önemli gelişmelere aşağıda kısaca yer verilmiştir.
16