Page 152 - kadin-haklari-ve-ombudsmanlik-calistay-raporu
P. 152
KADIN HAKLARI VE OMBUDSMANLIK
dınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir; devlet bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür” ifadesi
eklenmiştir. 2010 yılında söz konusu maddeye, “bu maksatla alınacak tedbirler, eşitlik ilkesine aykırı olarak
yorumlanamaz” ibaresi eklenerek “kadınlara yönelik pozitif ayrımcılık” yolu açılmıştır. Ayrımcılıkla mücade-
leyi öngören ve temelini Anayasa’dan alan kurumlardan biri de 6328 sayılı yasa ile kurulan Kamu Denetçiliği
Kurumu’dur. Cinsiyete dayalı ayrımcılık ve hak ihlallerine ilişkin konularda Kamu Denetçiliği Kurumu’nun da
devreye girebilme olanağı bulunmaktadır.
Ülkemizde toplumun ihtiyaçlarına yönelik olarak yasal düzeyde yapılan reformlarla toplumsal cinsiyet eşitliği
bir noktaya kadar sağlanabilmektedir. Fakat kültürel kalıplar ve tutumlara ilişkin sosyal alandaki çalışmalar ile
yasalar eşgüdümlü olarak yapılmadığı zaman istenilen sonuçlar maalesef elde edilememektedir.
İdare ve toplum arasında köprü işlevi olan Kamu Denetçiliği Kurumu’nun; sosyal alandaki çalışmalar ve yasa-
ların eşgüdümlü olarak proaktif bir biçimde var olabilmesi için; önleyici bir mekanizma olarak daha olumsuz
durumların önüne geçmek, toplumsal refahı sürdürmek ve kaliteli ve iyi yönetilme hakkını topluma benim-
setmek temelli hareket ettiğini gözlemliyoruz. Ayrıca Kamu Denetçiliği Kurumu’nda bir Ombudsmanın özel
olarak kadın ve çocuklardan sorumlu olduğunu ve bu konuda anayasal pozitif ayrımcılık konusunda destek
sağlandığını görüyoruz. Fakat kadın ve çocuk konusu farklı konular olduğu için bu iki konuda ayrı ayrı kamu
denetçileri görevlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Kamu Denetçiliği Kurumu’nun göze çarpan önemli özelliklerinden biri, özel ve tüzel kişilerin kurumu hareke-
te geçirebilmeleridir. Ulaşılabilirlik açısından da bürokrasiden olabildiğince sıyrılmış bir denetim kurumudur.
Kurumun denetim mekanizması olarak etkin çalışması ile her şeyden önce idare ile vatandaşların ilişkilerinde
diyalog sağlanmış olacağını, böylece idarenin yürüttüğü kamu hizmetlerindeki kalitenin yükseleceğini düşün-
mekteyiz.
Yukarıda da değinildiği gibi gerek anayasada gerekse değişik kanunlarda toplumsal cinsiyet eşitliği temel hedef
olarak benimsenmektedir. Lakin hem kamu kurumlarında hem de özel sektörde belirgin bir cam tavan send-
romu (öğrenilmiş çaresizlik) var olmaya devam etmektedir. Cam tavan sendromu yani öğrenilmiş çaresizlik
sonucunda atalet dediğimiz “amaca yönelik eyleme geçememe” durumu meydana gelmektedir. Bu davranışlar
örnek olarak; böyle gelmiş böyle gider, benim şikâyetim bir işe yaramaz ki, şikâyet etsem ne değişecek ki, şikâ-
yet etmenin bir faydası olmaz, belki sonra şikâyet ederim, bu şikâyet benim hayatımı olumsuz yönde etkiler…
gibi düşüncelerdir. Bu algıların kırılmasına yönelik olarak şikâyet ve denetim mekanizmalarını tanıtıcı eğitim
seminerlerin ve konferansların düzenlenmesi gerektiğine inanıyoruz.
Kadınların büyük bir kısmı yasalarla kendilerine sağlanan hakların farkında değildir. Bu bakımdan kadınların
kendi haklarının takipçisi olmasını sağlamak için farkındalık çalışmalarıyla bilgilendirilmeleri gerekir. Yasal dü-
zenlemelerin etkin biçimde hayata geçirilmesi için sıkı takip politikalarının devreye sokulması gerekir. Kamu
Denetçiliği Kurumu da bu yönde vatandaş ve kamu kurumları arasında bir köprü olma vazifesi üstlenerek
olumlu bir denetim sistemi yaratmıştır.
Yasal düzeyde cinsel ve psikolojik tacize karşı sıkı önlemler alınmış olmasına rağmen gerek kamu kurumlarında
gerekse özel sektörde kadına karşı şiddet ve ayrımcılık vakıaların sürmekte olduğu bilinmektedir. Çok acı olarak
özellikle cinsel taciz olayı çoğu zaman ya mağdurların kendileri tarafından ya da kurum yöneticileri tarafından
152 19 HAZİRAN 2017, ANKARA