Page 25 - kdk-sempozyum-1
P. 25

veya dezenformasyon yapılmak suretiyle ülkemiz hakkında bu tür kampanyalar
          sürdürülmüştür. Mesela, çok masum gerekçeler ileri sürülmüştür. Ne gibi? “Ağaç
          söküldü, ağaçlar kesildi, gösteriler bundan dolayı” denildi. İddia ile söylüyorum;
          Avrupa Birliği üyesi ülkelerle ağaç dikme noktasında şu anda rekabetteyiz, biz ön
          alırız. Biz, bu konuda vagon değiliz, lokomotifiz. İktidara geldiğimizden bu yana
          milyonlarca ağaç diktik ve hızla da bunu devam ettiriyoruz. Avrupa’nın her yerin-
          de yeri gelir ağaçları sökersin, bir yerden alır bir başka yere nakil edersin. Bunları
          hep görürüz. Avrupa’yı tanırız, biliriz ve o makineleri nasıl ürettiklerini de biliriz.
          Hatta şurada birkaç yıl öncesine kadar o makineleri Avrupa’dan ithal eden bir
          ülkeyiz. Sökeriz, alırız bir başka yere naklederiz, “ağaç sökülmez” diye bir anlayış
          artık yok, çevre teknolojisi bu denli ilerlemiş vaziyette. Ben aynı zamanda Bele-
          diye Başkanlığı yaptım ve bu işlerin ne denli önemli olduğunu da bilenlerdenim
          ve biraz da yeşile hayranım, hastayım, bu işi çok severim. Bize adeta çevre düş-
          manı gibi bir yaklaşım içerisinde olmak inanın, bize karşı çok büyük haksızlıktır.

          Ve değerli dostlar, özellikle attığımız adımlarda, atacağımız adımlarda, gösteri ve
          yürüyüşlerde hukuk içerisinde haklarını kullananları biz sadece koruruz, onlara
          karşı herhangi bir tavrın olmasına müsaade etmeyiz.

          Ve şunu da özellikle ifade etmek isterim ki bütün engellere, sabotajlara rağmen
          11 yıl içerisinde gerçekleştirdiğimiz reformlar, demokrasi konusunda samimiyeti-
          mizi ortaya koyuyor ve bizi eleştirenlerle, bizi dünya kamuoyuna şikâyet eden-
          lerle Türkiye’de yıllardır değişimin ve demokrasinin önünde duran kesimler maa-
          lesef aynıdır. Dikkatinizi çekiyorum; Türkiye’yi dünyaya ifade özgürlüğü olmayan
          bir ülke olarak lanse edenlerle, içeride çözüm sürecine karşı çıkanlar; Türkiye
          Cumhuriyeti’nin seçimle, demokratik yollarla gelmiş ve demokrasiyi güçlendi-
          ren hükümetini dünyaya “diktatör” olarak lanse edenler aynı kişilerdir. Burada bir
          şeyi konuşmam lazım. Şu anda tabii sadece bu salonun içine hitap etmiyorum;
          ülke geneline ve dünyaya hitap ediyorum. O da nedir? Bakın, Suriye’de yüzbinler  I. Uluslararası Kamu Denetçiliği (Ombudsmanlık) Sempozyumu
          öldürüldü, öldürülüyor. Peki, Batı nerede? Batı, Suriye’ye karşı ne yaptı? Attığı bir
          adım var mı? Yaptığı bir şey var mı? Sadece konuşuyor. Avrupa Birliği ne yapıyor?
          Avrupa Birliği, Mısır’daki askeri darbeye darbe diyememiştir, sadece “müdahale”-
          de kalmıştır. O zaman darbeyi bize tanımlasınlar. Darbe nedir? Demek ki, aklına
          geldiği zaman bu tür darbeler rahatlıkla yapılabilir, meşrudur, sandığın içinden
          çıkmak hiç önemli değil ki bunu da üzüntü ile söylüyorum. Son zamanlarda hep
          aynı şey konuşuluyor: “Çoğunluğun azınlığa tahakkümü”. Ne demek çoğunluğun

          KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU                                                   25
   20   21   22   23   24   25   26   27   28   29   30