Page 20 - kdk-sempozyum-1
P. 20

kabul gördüğünü müşahede ediyor ve bundan da ayrıca büyük bir memnuniyet
                duyuyoruz.

                Kamu Denetçiliği Kurumu’nun öngördüğümüz ve arzuladığımız şekilde idare ile
                vatandaş arasında çok önemli bir köprü, önemli bir hakem olacağına yürekten
                inanıyorum. Gerek akademisyenlerimize, gerek dost ülkelerin Ombudsmanları-
                na tecrübelerini ve birikimlerini bizlerle paylaşarak, modern anlamda bir Kamu
                Denetçiliğinin gelişmesi amacıyla bizlere destek verdiklerinden dolayı da ayrıca
                teşekkür ediyorum.
                Hiç kuşkusuz bizler de, kuruluşunu bizzat gerçekleştirdiğimiz bu Kurumu başarı-
                sının, etkinliğinin ve idare ile halk arasında sorun çözme gücünün artması için her
                aşamada desteklemeye ve güçlendirmeye devam edeceğiz.

                Değerli katılımcılar, Türkiye’nin “kadim devlet” geleneğinde bireyin hak ve öz-
                gürlüklerinin temin edilmesi ve korunması; özellikle de bireyin devlet karşısında
                hem güçlü hem cesur bir konumda olması, her zaman önemli bir ilke olmuştur.
                Bizim devlet geleneğimizde birey, sadece vergi veren, askerlik yapan, bütün ka-
                rarlara da körü körüne itaat eden bir varlık olarak asla değerlendirilmemiştir.
                1.000 yıllık bir mazisi olan Ahilik teşkilatını burada özellikle hatırlatmak isterim.
                Bir esnaf örgütlenmesi olan Ahilik teşkilatı, modern anlamdaki sivil toplum ör-
                gütü kavramının adeta 1.000 yıl önce hayata geçirilmiş şeklidir. Ahilik teşkilatı,
                esnafın, müşterinin haklarını koruduğu kadar bireyi devlet karşısında güçlendiren
          I. Uluslararası Kamu Denetçiliği (Ombudsmanlık) Sempozyumu
                bir işlev de üstlenmiştir. Aynı şekilde Türkiye tarihinde çok önemli bir yere sahip
                “vakıf kültürü” de bireyin devlete karşı haklarını koruyan önemli bir teşkilat ol-
                muş ve yüzyıllar boyunca toplumsal hayatımızı şekillendirmiştir. Bütün bu tarihi
                örneklerin yanında Türkiye’nin devlet geleneği, Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda
                Şeyh Edebali tarafından Osman Gazi’ye verilen o meşhur nasihatte özetlenmiş-
                tir. Şeyh Edebali, Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazi’ye “insanı yaşat ki,
                devlet yaşasın” öğüdünü vererek birey ile devlet arasındaki temel ilkeyi belirle-
                miş; devlet geleneği de tamamen bu ilke üzerine şekillenmiştir. Modern anlamda
                devlet ve birey ilişkilerinin çok değiştiğini, çok ilerlediğini, bu noktada önemli bir
                birikimin oluştuğunu görüyoruz.

                Dün birey, devlet karşısında son derece edilgen bir konumdayken, bugün ge-
                lişmiş demokrasilerde artık devlet birey karşısında edilgen bir konuma gelmiş;
                birey devletin değil, devlet bireyin hizmetkârı şeklini almıştır.

        20                                                        KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24   25