Page 26 - kdk-sempozyum-1
P. 26

azınlığa tahakkümü? Çoğunluk eğer halkından ülkeyi yönetme yetkisini almış-
                sa ülkeyi yönetir. Zulmediyorsa, bir yanlış yapıyorsa, yargı niye vardır? Bunları
                yargılamak için vardır. Sandık niye vardır? Önüne tekrar sandık geldiği zaman
                onu indirmek için vardır. Ama böyle diyerek azınlığın veya seçkinlerin çoğunluğa
                tahakkümünü ne ile izah edeceksiniz? Bir de bu var; azınlık, çoğunluğa tahak-
                küm ediyor, seçkinler aynı şekilde tahakküm ediyor ve bakıyoruz ki, Danıştay
                gibi önemli bir Kurumumuz bir karar alıyor. Aldığı karar, bu ülkede başı örtülü
                olanlarla ilgili bir olumlu karar ve şu anda hukukçu, akademisyen, avukat ne ise
                birisi de çıkıyor, diyor ki, “biz bunu kınıyoruz veya üzüntü duyuyoruz, bunu ka-
                bullenemiyoruz”. Peki, bu nasıl iş? Bir taraftan inançlara saygıdan bahsedeceksin,
                öbür taraftan inancının gereğini yerine getirenlere karşı böyle bir tavrın içerisine
                gireceksin, bir diğer taraftan da bir yargı kurumunun aldığı karara da, “şimdi bunu
                üzüntü ile karşılıyoruz” diyorsun. İşine geldiği sürece, “evet”, işine gelmediği sü-
                rece “hayır”. Yıllarca bu ülkede azınlık konumunda olanlar hep buna zaten sab-
                rettiler ama molotof kokteylini eline alıp sokaklara çıkmadılar, hep sabrettiler
                ve şimdi de böyle bir karar verilince rahatsız oldular. Ama biz rahatsız değiliz, biz
                bu ülkede başı örtülü, başı açık, bütün vatandaşlarımıza hep saygı duyuyoruz ve
                hepsi de bizim güvencemiz altındadır. Bugüne kadar da bunu yerine getirmenin
                bahtiyarlığı içerisindeyiz. Böyle yaptığımız içindir ki, halkımız bizi kucakladı, biz
                de halkımızı kucakladık ve bu şekilde bu süreci işletiyoruz. Biz Cumhuriyet tarihi-
                nin en köklü, en demokratik reformlarını gerçekleştiren ve bu reform kararlılığını
                da sürdüren bir hükümetiz.
          I. Uluslararası Kamu Denetçiliği (Ombudsmanlık) Sempozyumu
                Ülkemizde demokrasi güçlendikçe imtiyazlarını kaybedenler var. Hukuk güçlen-
                dikçe imtiyazlarını kaybedenler, değişimi engellemek için her yola başvuruyorlar.
                Ama biz, hiç kimseye imtiyaz sağlamadan, hiç kimseye ayrıcalık tanımadan 76
                milyonun tamamına eşit mesafede bir devlet anlayışını, bir hukuk sistemini kur-
                duk ve güçlendirmeye de devam ediyoruz.

                Etnik kökeni, dini, mezhebi, dünya görüşü ve yaşam tarzı her ne olursa olsun, 76
                milyon, devlet karşısında, hukuk karşısında eşit bir konumdadır. Temel hak ve
                özgürlükler noktasında tamamen eşit haklara sahiptir. Türkiye’de devlet artık,
                vatandaşına tepeden bakan, kibirle bakan, ceberut bir devlet değildir, vatandaşı-
                nın hizmetkârı bir devlettir. Türkiye’de artık bürokrasi, vatandaşa tepeden bakan,
                vatandaşı azarlayan, oyalayan bir anlayışa değil, vatandaşa hizmetkâr olma anla-
                yışına sahip bir bürokrasidir. Sürekli bunu telkin ediyoruz. Zaman zaman aksaklık-

        26                                                        KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
   21   22   23   24   25   26   27   28   29   30   31