Page 105 - uluslararsi-ombudsmanlik-sempozyumu-2017
P. 105
2. GÜN
barınma merkezi dışındaki her Suriyeli için aylık 100 lira sosyal uyum yardımı
uygulamamızı başlattık. Bu uyum yardımı uygulamasıyla 1 milyon mülteci-
ye ulaşmayı hedefliyoruz. Bu ilave ekonomik destek uygulamasına Suriyeli
misafirlerimiz adına çok önemsiyoruz. Ayrıca Avrupa Birliği mali yardımları
ve Yabancı Bilgi Sistemine kayıtlı olan Suriyeli öğrencilere Türk öğrencile-
re ödenen miktarlar üzerinden şartlı nakit transferi ödemelerinin yapılması
için de çalışmalarımız sürüyor. Bu sayede çok daha fazla Suriyeli çocuğumu-
zun eğitim almasını hedefliyoruz. Çocukların olması gereken yerlerde, eği-
tim yuvalarında, okullarda olması için bu eğitim yardımını da çok önemsiyo-
ruz. Geleceğe güvenle hazırlanabilmeleri için bütün çocuklarımızın gerçek
yeri olan okulda olmasını sağlamak için tüm gayretimiz.
Çok Değerli Misafirler, sözlerimin bu bölümünde önemli gördüğüm birkaç
konuya değineceğim. Evet, evrensel dünya ciddi bir muhasebe yapıp çıkar
odaklı bir dış politika ve diplomasiden vazgeçmezse eğer ortaya getirilen
her çözüm geçici olacaktır. Bataklığı kurutmadan sivrisineklerle uğraşma-
nın hiçbir anlamı yoktur. Bugün dünya hızla kaotik bir ortama sürükleniyor
ve mülteci sorunu maalesef güvenlik sorunuymuş gibi değerlendiriliyor.
Sorunu böyle ortaya koyunca da çözüm için öne çıkan yöntemler de daha
ziyade güvenlikçi oluyor. Demokrasi, insan hakları, özgürlük gibi kavramları
kullanırken hepimiz gerçekten samimi olmak zorundayız. Daha yaşanabilir
bir dünya ancak ahlaka ve değerlere dayalı bir siyasetle olacak, başka bir yol
yok. Türkiye’nin tüm feryadı bundan! Sayın Cumhurbaşkanımızın her vesile
ile söylediği “dünya beşten büyüktür” demesi de işte bundan kaynaklanı-
yor. Ahlaktan, erdemden, adaletten bağımsız bir dünya doğal olarak insan-
lıktan da bağımsız hale geliyor. Bunu bir an önce tüm dünyanın fark etmesi
dileğiyle… Bunu fark etmedikçe ne mülteci sorununu çözebileceğiz ne de
kadınlarımızın, çocuklarımızın gözyaşlarını dindirebileceğiz. Sizlerle burada
bugün topraklarında 3 milyon mülteciye kucak açmış Türkiye’nin tarihten
gelen ve son yıllarda yeniden gün yüzüne çıkan göçmenlere yardım tecrü-
besini paylaşma şansı buluyoruz. Misafirlerimiz de kendi ülke tecrübelerini
buralardan yola çıkarak geliştirdikleri düşünceleri paylaşıyorlar, ortak insan-
lık vicdanına seslenebilmek için iletişim imkanı sağlayan bu sempozyumun
çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden Kamu Denetçiliği Kurumu-
muza da teşekkürlerimi iletmek istiyorum.
Konuşmamı Hazreti Ali’nin bir sözü ile bitirmek istiyorum, “Haklı olmak isti-
yorsan önce hakkın ne olduğunu öğreneceksin.” Hepinizi sevgiyle, saygıyla,
muhabbetle selamlıyorum.
103