Page 108 - uluslararsi-ombudsmanlik-sempozyumu-2017
P. 108

2. GÜN





                  keti de aynı değil. Bosna Hersek’ten bir örnek vererek başlamak istiyorum.
                  Biliyorsunuz  1992-1995  yıllarındaki  savaşta  Bosna  Hersek’ten  birçok  kişi
                  özellikle de eski Yugoslavya Cumhuriyetinden birçok kişi buraları terk edip
                  Türkiye’ye geldi biliyorsunuz, Türkiye’ye çok fazla göç verdi Bosna-Hersek,
                  eski Yugoslavya ve toplumunuza bu göçmenleri çok iyi bir şekilde entegre
                  ettiniz ülke olarak. Bosna’yı terk edip İskandinav ülkelerine giden kişiler için
                  de aynı şey geçerli, onlar da güzel bir entegrasyon sağladılar ve 1991’den bu
                  güne kadar yaklaşık 1 milyon kişi bu şekilde hareket etmiş oldu, yer değiş-
                  tirmiş oldu.
                  Peki, bunun sonuçları neler? Biz nüfusumuzu kaybediyoruz ama aynı za-
                  manda barış ülkeleri, hedef ülkeleri ne yapıyorlar? Göçmenleri entegre edi-
                  yorlar, bu şekilde kapasitelerini arttırmış oluyorlar, iş güçlerini arttırmış olu-
                  yorlar, kültürlerine, geleneklerine katkıda bulunmuş oluyorlar. İki ülke yani
                  göç alan ve göç veren ülke birbiriyle bağlantılı hale gelmiş oluyor. Bu da çok
                  önemli! Barış diyorsak, huzur diyorsak, bağlantı diyorsak, networking yani
                  ağ kurma diyorsak bu kesinlikle çok önemli. Şimdi asıl konuma döneyim:
                  Kadınlar. Kadınlara bu süreçte ne oluyor?
                  Her zaman istatistiklerden bahsediyoruz, rakamlar veriyoruz ve 244 milyon
                  kişinin uluslararası anlamda göçmen olduğu söyleniyor ve bu rakamın yarısı
                  kadınlardan oluşmakta. Peki, bunun göçlerine bakacak olursak ne deme-
                  miz  gerekiyor?  Mülteciler  ülkelerini  çatışma  nedeniyle,  tehdit  nedeniyle,
                  hayatları tehdit altında olduğu için terk ediyorlar, başka bir seçenekleri ol-
                  muyor. Ama göç olarak bir süreçten bahsettiğimizde göç daha çok ekono-
                  mik nedenlerle ortaya çıkıyor; istihdam altında olmayan insanlar, işte sağlık
                  hizmetleri iyi değilse ya da diğer hizmetler iyi değilse itici faktörler olarak
                  adlandırdığımız nedenler nedeniyle kendi ülkelerini terk ediyorlar ve bu iki
                  kategoriye öncelikle bakarsanız yani göçmenler ve mültecileri bu şekilde
                  ayırırsanız göçmenlerin harekete geçme sebebi aynı olmamasına rağmen
                  göçmenler de aynı ihtiyaçları duyuyorlar ve Göçmen İşçiler Komitesi bu so-
                  runu zaten tanımlamış durumda, genel de bir yorum yapmışlar bu konuyla
                  ilgili olarak. Bu komitenin özellikle kadınların konumuyla ilgili genel yorum-
                  ları  oldu.  Göç  süreci  altında  kadınları  değerlendirdiğimizde  mesela  evde
                  çalışıyorlar işte kadınlar ya da Asya ülkelerinden Arap ülkelerine göç eden
                  kadınlara bakarsanız göç etmelerinin nedeni orada iş bulmak. İşte gidip ev-
                  lerde çalışıyorlar, temizlik yapıyorlar, çocuk bakıcılığı yapıyorlar, yemek pi-
                  şiriyorlar, yaşlılara bakıyorlar yani ülkelerini terk etmelerinin sebebi aslında
                  istihdam yani başka bir iş bulmak ve kayıtlı şekilde çalışmıyorlar, pasaport-


                  106
   103   104   105   106   107   108   109   110   111   112   113