Page 121 - uluslararsi-ombudsmanlik-sempozyumu-2017
P. 121

2. GÜN





            yememiştir. Akdeniz deyim yerindeyse göçmen mezarlığına dönüşmüştür.
            UNICEF verilerine göre 2016 yılında toplam 28 bin 200 çocuk deniz yoluyla
            Avrupa’ya ulaşmıştır. Bu çocukların tam %91’ini oluşturan 25 bin 800’ünün
            refakatçisiz çocuk olduğu göz önüne alındığında insancıl politikaların ge-
            liştirilmesinin  ne  kadar  önemli  olduğu  ortaya  çıkmaktadır.  Evet,  Avrupa
            ülkelerinden  refakatçisiz  çocuklarla  alakalı  bize  gelip,  sizinle  refakatçisiz
            çocuklar konusunda proje yapmak istiyoruz diyenler var. Bunun denilmesi-
            nin sebebi şöyle, kendilerinin söylediği ile ajandalarında yazan şeylere bak-
            tığımızda refakatçisiz çocuklarla alakalı Türkiye’de projeler yapalım ve bize
            gelen refakatçisiz çocuk sayısını bu şekilde azaltalım! Olaya bakış açısının
            böyle olduğunu ifade etmek de mümkün.
            Göç sürecinde yaşanan sıkıntılardan ve olaylardan en çok etkilenenler tabii
            ki çocuklar ve kadınlardır. Göç literatüründe bu gruplar özel ihtiyaç sahi-
            bi ya da diğer adıyla hassas gruplar olarak değerlendirilmektedir. Hassas
            gruplar, diğer göçmen gruplarına kıyasla çatışma ve kriz zamanlarında zor-
            luklarla karşılaşma riski daha yüksek olan yaşlı, kadın ve çocuk gibi toplum-
            sal grup olarak tanımlanmaktadır. Son yıllarda göçün zorluklarına rağmen
            göç hareketlerindeki çeşitlilik çoğalmakta, göç edenler arasında kadınların
            oranı artmaktadır. Mülteci alanında kadın sayısının artmasında 20. Yüzyılın
            dönüm noktası olduğunu kabul etmek gerekmektedir. Birleşmiş Milletle-
            rin raporlarına bakıldığında göçmenlerin %80’inin kadınların ve çocukların
            oluşturduğu göze çarpmaktadır. Dünya genelinde göç eden kadınların da
            çoğunun cinsel şiddet, ekonomik eşitsizlik, bireysel hakların ihlalleriyle kar-
            şılaştıkları ortaya çıkmaktadır. En mağdur mülteci konumunda olan kadın
            ve çocukların yaşadıkları risklerin başında elbette ki Avrupa yolculuğunda
            hayatlarını kaybetmeleridir. Avrupa’ya ulaştıklarında da benzer sıkıntılarla
            karşılaştıkları  da  ortadadır.  Çatışma  bölgelerinden  kaçmayı  başaran  refa-
            katçisiz çocuklar da hâlâ risk altında olabilmektedir. Örneğin EUROPOL’ün
            2015 rakamlarına göre Avrupa içerisinde 10 bin refakatçisiz çocuk kaybol-
            muştur. Bu çocukların insan ticaretine maruz kalma riski herkesi derinden
            etkilemektedir. Kadın ve çocuk mültecilerin şiddet, taciz, zorla çalıştırma ve
            organ kaçakçılığı suçlarına maruz kalma riskleri vardır. Örneğin UNICEF’in
            yayınladığı “Çocuklar için Ölümcül Yolculuk” adlı raporda kadın ve çocuk-
            ların neredeyse yarısının göç yolculuğunda birçok kez riskle karşı karşıya
            kaldığı ifade edilmiştir. Dolaysıyla kadın ve çocuklar için özel önlemler alın-
            ması elzemdir. Yayınlanan diğer raporlara bakıldığında mülteci çocukların
            bazı  Avrupa  ülkelerinde  45  güne  kadar  gözaltında  tutuldukları,  kalabalık
            gruplar halinde sağlıksız hücre tipi odalarda konaklatılmak zorunda kaldık-



                                                                        119
   116   117   118   119   120   121   122   123   124   125   126