Page 117 - uluslararsi-ombudsmanlik-sempozyumu-2017
P. 117
2. GÜN
Ülkeye giren ve ülkeden transit geçen kişilere uygulanan kötü kayıt sistemi
ve kişileri uygun olmayan şekilde profilleme en çok yardım ve kuruma ihti-
yaç duyan bu kişileri yardımsız ve korumasız bıraktı ve devletlere güvenlik
açısından doğrudan güvenlik riski oluşturdu. Transit geçişler sırasında mül-
tecilerin yüzleştiği riskler ve tehlikeler onları daha da hassas kılıyor ve ara-
larında güvenlik ve refahlarını büyük risklere atan özel durumlar nedeniyle
daha büyük korumaya ihtiyacı olanlar da vardı; bunlar şüphesiz çocuklar ve
kadınlardır. Özellikle refakatçisiz kalanlar veya farklı psikolojik, fiziksel ve
cinsel şiddet ve suiistimaller yaşayanlardır.
Zaruri kayıt ve profilleme konusunda görevli resmi hizmet bölümleri vatan-
daş ve umumi olarak toplum güvenliği açısından doğrudan tehdit oluşturan
kriminal geçmişi olan kişilerin kimliklerini belirleyemediği ve onlar mülte-
ci arasında sıyrılmayı başardı. Bu tür güvenlik ihmalleri olumsuz etki yaptı
ve maalesef hepimizin tanık olduğu Avrupa’nın birçok şehrinde saldırıların
yaşanmasına yol açtı. Bu saldırılar mülteci ahalisi konusunda toplumda al-
gının olumsuz değişmesine sebebiyet verdi ve hızlı bir şekilde İslamafobiyi
arttırdı. Bundan sonra mülteciler kendi güvenliği için kaçan kişiler olarak
değil güvenlik tedbiri olarak muamele görmeye başladı. Olayların bu çeşit
gelişmeleri uluslararası göç hakkının esas ilkelerini ihlal edecekleri bilincine
rağmen ülkelerin sınırlarını mültecilere kapatma kararlarını almalarını doğ-
rudan etkiledi.
Sınırların kapatılması ise sığınmacı ve göçmen haklarının daha çok çiğnen-
mesi ve ihlal edilmesine uygulamanın başlamasına neden oldu. Dahası Batı,
Balkan Rotası boyundaki ülkelerde bulunan çok sayıda mülteci herhangi
yasal hükümler dışında resmi işlem ve kayıtlar yapılmadan bir ülkeden baş-
ka bir ülkeye yoğun bir şekilde sınır dışı edildiler. Bu tür ve geniş kapsamlı
uygulanan sınır dışı edilmeler insan onurunun kaba bir şekilde ezilmesi ve
insan haklarının ihlalini teşkil ediyor ve bu uygulamaya son verilmelidir. Yet-
kililerin bu önlem ve politikaları güncel duruma etkili ve elverişli yanıt ola-
rak temsil edilmelidir. Aynılarının uluslararası hukuk ile doğrudan çarpıştığı
gerçeği ise ülkelerin uluslararası sorumluluklarını tamamıyla sorgulayarak
ve insani ve onurlu muamele edilerek göçün yönetimini ve koordinasyo-
nunu sağlamayı başaramadıklarını göstermektedir. Ülkelerin mevcut yasal
düzenlemeler dışında uygulamaları ve uluslararası geçerli ilkelere zıt politi-
kaları milli yasaların ve uluslararası hukuksal çerçevenin başarısız olduğunu
gösterdiği ve yoğun mülteci akımı koşullarında uluslararası korumaya ihti-
yaç duyan bu kişilere yeterli koruma sağlanamadı.
115