Page 84 - uluslararsi-ombudsmanlik-sempozyumu-2017
P. 84

2. GÜN





                                                   Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıy-
                                                   la  başlarım.  IV.  Uluslararası  Ombu-
                                                   dsmanlık  Sempozyumunun  Değerli
                                                   Başkanı, Değerli Meslektaşlarım, Ha-
                                                   nımefendiler, Beyefendiler...

                                                   Bugün  burada  değerli  meslektaş-
                                                   larımla olmak benim için büyük bir
                                                   mutluluk. Hem kendi adıma hem de
                     NASER SERAJ
                     İran Ombudsmanlık Kurumu      devletim adına komşu ülkemiz Tür-
                                                   kiye ve diğer ülkelerin temsilcilerini
                  saygıyla selamlıyorum. Bizi bu Sempozyuma davet ettiğiniz için teşekkür
                  etmek  istiyorum.  Umuyorum  ki  bu  toplantı  vesilesiyle  işbirliğimizi  farklı
                  yönlerde arttıracağız ve sorunlarımızı azaltacağız ya da köküne kazımaya
                  çalışacağız. Göç ve yerinden edilme gibi konular aslında eski konular ve her
                  gün yeni şekiller alıyorlar ve yeniden gündemimize geliyorlar. Göç, aslında
                  siyasi bir mesele haline geldi son yüzyıllarda. Çünkü ulusal hükümetler artık
                  coğrafi sınırlarını belirlemeye başladılar ve insanların serbest bir şekilde ika-
                  met yerlerini değiştirmeleri sınırların belirlenmesiyle izne tabi oldu. Bazen
                  doğal afetler bazen savaşlar yüzünden insanlar yer değiştirmek zorunda
                  kaldılar. Tabii ki hükümetler kendi sınırları dahilinde söz sahibiler ve göç
                  ve iltica talebi gibi konularda bazı politikalar uyguluyorlar. Bu eğilim hükü-
                  metlerin egemenliğinin devam ettiği bir süreçte devam ediyor; ancak insan
                  haklarına saygı gerekliliği, insanların ırkından, renginden, dilinden ve ide-
                  olojisinden bağımsız olarak devam etmekte, özellikle de felaketler, doğal
                  afetler, savaşlar, krizler söz konusu olduğunda insan haklarının izlenmesini
                  daha da önemli hale getiriyor ve ulusal kuralların ötesine geçiyoruz bu tür
                  durumlarda.

                  Değerli Katılımcılar, insan hakları temel bir ilke ve temel bir hak ve insan-
                  ların hayatları tehlikeye girdiğinde de yine temel haklarını korumak bizim
                  yükümlülüğümüz. Dolayısıyla sağduyu ile hak dinleri tarafından da altı çizil-
                  miş bir meseledir bu. Ancak insan hakları birçok şekilde artık günümüzde
                  kullanılmakta insanların yasal hakları olarak ve insanların yasal hakları, bu
                  hakların materyalleşmesine neden olmamalı aslında. Tabii ki operasyonel
                  bazı  gereklilikler  sayesinde  bizim  de  burada  ulusal  bazı  temkinlerde  bu-
                  lunmamız gerekiyor. Mesele insan hakları dediğimizde ya da insan hakla-
                  rı  terimini duyduğumda “böyle ruha”  diye  insanlar artık  hareket  etmeye
                  başlar ve insanlar artık dikkat kesilirler, “aa, biri insan hakları” dedi diye ve
                  reklam amaçlı neredeyse kullanılıyor gibi bir şey insan hakları. Ama insan


                  82
   79   80   81   82   83   84   85   86   87   88   89