Page 214 - kdk_yillik_rapor2018
P. 214
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
‘Kendi istekleri ile nakil’ hükmü ile disiplin cezası, zorunlu hal, hastalık hali olmasa
dahi, maddede düzenlenen şartlar oluştuğu takdirde naklin mümkün olduğunun
düzenlenmiş olması, bu maddedeki nakil sebebinin hükümlüler tarafından genel
olarak “ailelerinin ikamet ettiği yer veya ailelerine yakın yerlere nakil” hükmü olarak
değerlendirilip nakil gerekçesinde bu hükme dayanmışlardır.
Öte yandan, gerek AİHM içtihatlarına gerekse de Birleşmiş Milletler ve Avrupa
Konseyi Tavsiye Kararlarına bakıldığında; hükümlülerin evlerine (ailelerine) yakın ceza
infaz kurumuna yerleştirilmelerinin uygun olduğu belirtilmiştir. Ayrıca ziyaret, görüş,
telefonla görüşme, yani hükümlülerin ‘dış dünya ile ilişkilerine’ ilişkin iyileştirmelerin,
hükümlülerin yeniden sosyalleşmesi ve topluma kazandırılması bakımından önem
taşıdığı da açıktır.
5275 sayılı Kanunda, ailesi uzakta yaşadığı için ziyaret hakkını düzenli kullanamayan
mahkûmların, bu dezavantajlı durumlarını telafi edici bir düzenleme yer almamaktadır.
Oysa ki ailesi uzakta yaşadığı için ziyaret hakkını düzenli olarak kullanamayan
hükümlülere, aile hayatına saygı hakkının korunması maksadıyla bu yönde bir esneklik
sağlanması, bunun için de bu kişilerin ziyaret süresini biriktirerek kullanabilmesine veya
benzeri tedbirlere cevaz veren münferit bir düzenleme getirilmesi önem taşımaktadır.
Nitekim ödüllendirme başlığı altında olsa dahi, hükümlülere ‘kullanılmayan ziyaret
süresinin birleştirilmesi ödülü’ verildiği, yani ceza infaz kurumlarının hükümlülere
bu şekilde bir imkânı verebileceği de görülmüştür. Bu bakımdan, ailelerinden uzak
yerlerde barındırılan hükümlüler ve tutuklu kişiler ile ilgili olarak, ziyaret rejiminde
esneklik sağlayıcı bir takım mevzuat değişikliği yapılmasının hakkaniyet ilkesinin bir
gereği olduğu gibi, bu kişilerin rehabilitasyonu açısından da büyük önem taşıdığı
öngörüldüğünden, 5275 sayılı Kanun ile birlikte ilgili yönetmelik hükümlerinde
değişiklik yapılmasının uygun olduğu değerlendirilmiştir.
Ayrıca 5275 sayılı Kanunun 54 üncü maddesinde, hükümlülerin kendi istekleri ile
nakledilebilmeleri için, gitmek istedikleri kurumlardan durumlarına uygun en az üç
yeri belirtmeleri gerektiği düzenlenmiş olmakla birlikte başvurucudan hangi şehirlerde
sınıfına uygun ceza infaz kurumları bulunduğunu ve bunların kapasite durumunu
bilmesi beklenemeyecektir. Dolayısıyla, başvurucu tarafından dilekçesinde belirtilen
ceza infaz kurumları, anılan hükmün gereğini yerine getirmek üzere bildirilen ve
öncelik verilmesini istediği kurumlar olarak değerlendirilmesi gerektiği, sonuç itibarıyla
başvurucunun Tekirdağ iline kıyasla mümkün olduğunca ailesine yakın bir yere nakli
sağlanmaya çalışılması gerektiği değerlendirilmiştir.
Bu doğrultuda, başvuranın ailesi tarafından ziyaret edilebilmesini kolaylaştırmak için,
öncelikle Aydın’da bulunan, bunun mümkün olmaması halinde İzmir’de bulunan veya
ailesine yakın illerdeki durumuna uygun ve kapasitesi müsait infaz kurumlarından
birine nakledilerek mağduriyetinin giderilmesi hususunda Adalet Bakanlığına Tavsiyede
2
Bulunulmasına karar verilmiştir.
2 2017/13593 numaralı şikâyet başvurusu hakkında verilen 26/02/2018 tarihli Tavsiye Kararı
2018 YILLIK RAPOR 213