Page 224 - kdk_yillik_rapor2018
P. 224
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
önlenmesi” ve “nafaka mağduriyetlerinin giderilmesi” hususlarına ilişkin talep ve
şikâyetler incelenerek karara bağlanmıştır. Belirtilen başlıklar altında yapılan tespit ve
önerilerimize aşağıda yer verilmiştir:
6.2.1 Boşanma Sonrası Çocuk Tesliminde Yaşanan Hak İhlallerinin
Önlenmesi Konusunda Alınan Başvurular
Boşanma kararı sonrası velayet sahibi olmayan tarafların çocuklarıyla kişisel ilişki
kurmakta sorunlar yaşadığı, velayet hakkının kötüye kullanılmasının ve çocuk
tesliminin icra yoluyla yapılmasının hak ihlallerine sebebiyet verdiği belirtilerek yapılan
çok sayıdaki başvuruda özetle; “çocuğun “bir eşya gibi” icra işlemine konu olmasının kabul
edilebilir olmadığı, Devletin “aile hayatına saygı gösterme” yükümlülüğünün çocukla kişisel
ilişki kurulmasını sağlamaya yönelik etkin bir mekanizma kurulmasını zorunlu kıldığı,
gerektiğinde ceza hukuku araçlarına da başvurmak suretiyle kişisel ilişki kurulmasını
engellemeye yönelik davranışların önlenmesi gerektiği, velayet sahibi olmayan ebeveynin
çocuğuna karşı olan hak ve ödevlerini yerine getirmesi imkânı elinden alınırken “aile
hayatına saygı” ilkesinin de ihlal edildiği ifadeyle “çocuğun üstün yararını” koruyacak, başta
Anayasamız olmak üzere ulusal mevzuatımızla ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, BM
Çocuk Hakları Sözleşmesi gibi ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle uyumlu bir
şekilde gerekli yasal ve idari tedbirlerin alınması" talep edilmiştir.
Söz konusu başvuruların incelenip araştırılmasını teminen ilgili idarelerden yazılı
olarak gerekli bilgi ve belgelerin temin edilmesinin yanı sıra; başvuranlar ve alanda
faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları ve konunun tarafı olan idarelerle toplantılar
düzenlenerek sorun analizi yapılmış, 13/02/2018 tarihinde de ilgili idare temsilcileri,
yargı ve baro mensupları, akademisyenler, uluslararası kuruluş ve sivil toplum
temsilcilerinin katılımıyla “Çocuk Tesliminde Hak İhlallerinin Önlenmesi Çalıştayı”
gerçekleştirilmiştir.
Yapılan çalışmalar neticesinde, boşanmanın hukuki sonuçlarından “velâyet”, “kişisel
ilişki” ve “yoksulluk nafakası” alanlarında kamunun genelini ilgilendiren sorunların
yaşandığı, bunların bir kısmının mevzuattan bir kısmının da idari işleyişten kaynaklandığı
tespit edilmiştir.
Bilindiği üzere, Türk Medeni Kanunu uyarınca boşanmada “velayet” çocuk kendisine
bırakılan tarafa aittir. Hâkim, çocuğun ve tarafların özelliklerini, aile dinamiklerini
dikkate alarak ve yaşı uygun ise çocuğun da görüşlerini dinleyerek velayeti taraflardan
birine vermektedir. Mevzuatın tek ebeveyne velayet verilmesi yönünde düzenlenmesinin
sebeplerinden birinin, ülkemizdeki boşanma davalarının önemli bir kısmının “çekişmeli
boşanma davası” olmasından kaynaklandığı; ancak mevcut düzenlemenin velayet
sahibi olmayan tarafların ebeveynlik hak ve yükümlülüklerinin yerine getirilmesi için
yeterli olmadığı, velayet hakkının kötüye kullanılmasını engelleyemediği, çocuğun
her iki ebeveyni ile yeterince birlikte olma hakkını ihlal ettiği ve velayete sahip olan
eşin çocuğu diğer eşe göstermekten kaçınması durumunda çocuğun “icra yoluyla”
2018 YILLIK RAPOR 223