Page 229 - kdk_yillik_rapor2018
P. 229

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU



                 Yoksulluk nafakası konusunda Kurumumuza iletilen talep ve şikâyetler ilgili mevzuat
                 uyarınca dosya bazında incelenememiş olmakla birlikte, talep ve şikâyetlerin kamunun
                 genelini ilgilendiren yaygın bir sorun alanına ilişkin olduğunun tespit edilmesi
                 üzerine, yukarıda yer verilen mevzuat hükmü kapsamında hazırlanacak bir Özel Rapor
                 çerçevesinde incelenmesi ve araştırılmasına karar verilmiştir.

                 Bu kapsamında; Adalet Bakanlığı ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı
                 tarafından 10/10/2018 tarihinde düzenlenen “Gündem Buluşmaları: Nafaka Sistemi”
                 Programına  Kurumumuz  adına  insan  haklarından  sorumlu  Kamu  Denetçisi  Celile
                 Özlem Tunçak tarafından katılım sağlanmıştır.
                 Bahse konu toplantıda; nafakanın tahsilinde sorunlar yaşandığı ve pek çok kadının
                 mağduriyetine neden olduğu, nafakanın tahsil edilememesi sebebiyle eski eşler arasında
                 evlilik sözleşmesi bitmesine rağmen sorunların devam ettiği, bunun çocuklara da
                 yansıdığı, çocukların nafakanın tahsili için şantaj aracı olarak kullanılabildiği ve
                 çocuk tesliminde sorunlar yaşandığı, nafakanın kanunen süreli hale getirilmesinin
                 özellikle eğitim seviyesi düşük, yaşı ileri ve işgücüne katılım imkânı düşük olan kadınlar
                 açısından  şiddet içerse dahi  evliliklerini  sonlandıramama ihtimalini taşıdığı, öte
                 yandan, uygulamanın özellikle ödeme gücü olmayan nafaka yükümlüleri açısından
                 da mağduriyetler yaratabildiği, nafaka yükümlülerinin kurdukları yeni hayatlarındaki
                 ailelerinin, bu aileler içindeki kadınların ve çocukların olumsuz etkilendiği,
                 nafaka borçlusuna uygulanan  tazyik hapsinin sistemdeki kısırdöngüyü daha da
                 kuvvetlendirdiği, tüm bunların kadına ve çocuğa yeniden şiddet olarak dönebildiği,
                 uygulamadaki aksaklıkların toplumsal etkilerinin yanı sıra, adli açıdan nafakaya
                 hükmedilirken  hâkimlerin kişilerin mali durumlarına ilişkin doğru bilgilere
                 ulaşamamasının adaletin gerçekleşmesini engellediği, idari açıdan da icra dairelerinde
                 yaşanan yoğunluğun önemli bir problem yarattığı taraflarca ifade edilmiştir.

                 Kurumumuza yoksulluk nafakasının kaldırılması ya da süre sınırı getirilmesi
                 amacıyla yapılan başvurularda ve iletilen görüşlerde ise;  nafaka  alacaklısının  işe
                 girmesi  halinde nafaka  kesileceği  için çoğu  alacaklının  iş imkânı ve çalışabilecek
                 kapasitesi var iken çalışmadığı, hatta iş bile aramadığı, kısacası çalışmak yerine nafaka
                 almayı ya da kayıt dışı çalışmayı tercih ettiği,

                 Mahkeme kararlarında kadınlar lehine “cinsiyet temelli” kararlar verildiği,
                 Yine kadını güçsüz kabul eden bu önyargının külfetinin “erkeklere” yüklendiği;

                 Boşanma sonrasında kadınların çalışmaya, evlenmeye, bunlar mümkün olamıyorsa
                 kendi kök ailesi tarafından ya da son kertede Devlet tarafından bakımının
                 üstlenilmesine yönelik politikalar üretilmesi gerektiği,

                 Nafakasını ödeyemeyen kişiye  tazyik hapsi uygulanmasının borçluyu daha da
                 fakirleştirdiği ve kısırdöngüye sebebiyet verdiği,





             228 2018 YILLIK RAPOR
   224   225   226   227   228   229   230   231   232   233   234