Page 226 - kdk_yillik_rapor2018
P. 226
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
2018/9437, 2018/5975, 2018/10721 numaralı başvurulara ilişkin tavsiye kararlarında
çocuk tesliminde hak ihlallerinin önlenmesi yönündeki talepler ailenin korunması ve
desteklenmesi amacıyla kurulan mekanizmaların işlevselliği boyutuyla kapsamlı olarak
incelenmiştir.
Yapılan tüm inceleme ve araştırmalar sonucunda özetle;
Sayısı son yirmi yılda yaklaşık iki katına çıkan tek ebeveynli ailelerin günümüzde hızla
çoğalan bir aile modeli olarak karşımıza çıktığı,
Aileyi her anlamda destekleyecek, özellikle kriz durumlarında ve sorun yaşanan dönemlerde
başvurup gerekli hukuki ve psikolojik desteği alacağı kurumsal mekanizmaların arzu
edilen düzeyde işlemediği ve var olanların toplum tarafından yeterince bilinmediği,
Ebeveynlerin çocuk yetiştirme konusundaki hakları ve yükümlülükleri hakkında
bilgilendirilmeleri ve bu alandaki becerilerinin geliştirilmesi amacıyla sunulan
programların yeterli olmadığı,
Boşanma konusunda politika ve stratejiler geliştirilirken, boşanan çiftlerin yalnızca bir
aile birliğini sona erdirmediği, bunun ötesinde kendileri ve varsa çocukları için yeni ve
farklı bir aile dinamiği oluşturdukları hususunu merkeze alan destek mekanizmalarının
oluşturulmadığı,
Boşanma aşamasına gelen çiftlerin bu süreci sağlıklı bir şekilde geçirmelerini sağlayacak
hukuki ve psiko-sosyal destek servislerinin yeterli olmadığı,
Belirtilen sebeplerle boşanmaya sebep veren ve boşanma aşamasında giderek artan
husumetlerin boşanma sonrasına da yansıdığı,
Aile içinde yaşanan ve ailenin parçalanmasıyla son bulan sıkıntılı süreçlerin yıpratıcı
etkilerinin en çok çocuklar üzerinde görüldüğü;
Boşanma sonrası kişisel ilişki tesisi ve çocuk teslim sürecine ilişkin mevzuatın ve
uygulamasının çocuğun üstün yararını korumaya uygun olmadığı gibi çocuğun ve
tarafların haklarının yerine getirilmesi için de yeterli olmadığı,
Bu çerçevede, “aile yapısının güçlendirilmesine” yönelik hedeflerin gerçekleştirilmesi
için mevcut hukuki alt yapının yetersiz kaldığı, adli ve idari mekanizmaların tesis
edilemediği ve kurumlar arası eşgüdümün sağlanamadığı,
Tüm bunların sonucunda, çocuğun “taşınır bir mal gibi” haczine izin veren “icra
yoluyla çocuk tesliminin” insanlık onuruna yakışmayan bir uygulama olarak halen
sürdürülmekte olduğu,
Bunun insan haklarına saygılı, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetinin
Anayasasıyla ve tarafı olduğu uluslararası sözleşmelerle güvence altına aldığı hakların
gerçekleştirilmesine yönelik yükümlülüklerinin yerine getirilmesi amacıyla da
örtüşmediği tespit edilerek;
2018 YILLIK RAPOR 225